Bir Şarkısın Sen Tv Programı

Sonunda okullar tatil oldu ve bende evime kavuştum. Bunun mutluluğu ile beraber maalesef televizyon olayına da girmek zorunda kaldım. Çünkü her an mutlaka açık. İstemeye istemeye bilgisayar ve televizyon ekranı arasında gidip gelip eskiden televizyona harcadığım saatlere acıyorum.

Bu sırada Atv’ de yayınlanmaya başlamış olan “Bir Şarksın Sen” isimli küçük ve güzel sesli çocukların bir şekilde yarıştığı programa denk geldim. Son zamanlarda o kadar saçma sapan yarışma duyar olmuştuk ki açıkçası bu bana iyi geldi. Nedeni ise çocukların yarıştırılması ve ya şarkı yarışması falan olması değil. Tamamen formatta yapılanlar.

Programda Türkiye’nin dört-bir yanından çocuklar geliyor ve eğitimler alarak güzel seslerini sergiliyorlar. Gerçekten harika sesler ve aldıkları eğitimle az da olsa seslerini kullanmayı öğreniyorlar.

Benim ilgimi çeken şey ise çocukların hayran oldukları, sürekli şarkılarını söyledikleri sanatçılar ile bir şekilde buluşturulmaları, sahnede düet yaptırılmaları. Yani farklı bir bakış açısı ile çocukların hayallerini gerçekleştirmeleri. Bence bu çok önemli bir olay. Tamam, belki onlar reyting peşindeler, o sanatçıları para ile getiriyorlar ama bu o çocukların duydukları mutluluğu değiştirmez. Kendi ilgi alanınıza göre biraz düşününce aslında ne kadar muhteşem bir olay olduğunu daha iyi anlarsınız.

O çocukların haberi olmadan şarkıya giren sanatçıların, o çocuklara verdikleri ufacık öğütler bile ne kadar etkili oluyordur hayal bile edilemez.

Bir başka önemi ise gerçekten yetenekli (ses açısından) kişileri çocukluktan alıp eğitimler ile ileriye hazırlamaları çok güzel bir şey. O yaşta çocuk eğer ciddi anlamda eğitilmeye bşlar ve hayallerinin peşinden koşmaya başlarsa ileride hayatına yön verme konusunda hiç sıkıntı çekmeyecektir. Gelecekleri için çok büyük deneyimler olacağına inanıyorum.

İzlerken böyle ilginç şeyler geldi aklıma ve uzun zamandır yazmamanın hevesiyle yazmak istedim.

Aslında program bahane, söylemek istediğim tek şey HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞUN.

Keyifli çalışmalar…

Facebook’da isimli profil dönemi başlıyor

Bildiğiniz gibi facebook açıldığından beri “ facebook.com/profile.php?id=582738912&ref=… ” gibi uzantılar ile kişilerin profillerine ulaşabilmesini sağlıyordu. İşte tamamen bu profil uzantısında değişiklik yapmak için yukarıdaki uyarıyı veriyor. Birçok konuda örnek olarak kullandığı twitter ve friendfeed gibi servislerin kullanıcılara “/kullanıcı_adı” şeklinde hizmet verdiğini gören facebook, bundan sonra o tarz hizmet verebilmek için köklü bir değişime gidiyor. Uyarı mesajında da yazığı gibi 13 haziran günü sabah 07:01 itibari ile kullanıcılara profil isimlerini değiştirme hakkı vereceğini söylüyor. Çok erken olması birçok kişi için dezavantaj olacak ama yapabileceğimiz bir şey yok. (: Sabahın köründe kalkıp adımız soyadımız ve ya sadece adımızın uzantılı olduğu adresi almak için yarışacağız.

Yukarıdaki örnekten de anlaşıldığı gibi facebook uzantılarımızı bize sunacağı alternatiflerden seçerek alacağız. Bu alternatifler de kullanıcı isimlerimize göre olacak. Sabah erkenden kalkıp “/burak” ve ya “/burakbudak” uzantılarından birini almam lazım. Bakalım yakalayabilecek miyim? (:

Facebook’un bunu neden daha önce yapmadığı ise aklıma takılan sorulardan sadece bir tanesi. Bakalım zamanla daha neler olacak.

Mezuniyete Beş Kala

Final haftası da geldi-gitti. Bu günlerde çevrede sürekli keplerle dolaşan öğrenciler görüyorum. Mezunlar…

Her biri ayrı bölümden ayrı zorluklarla (!) mezun olmuş, hayata atılmışlar. Artık gerçek hayat onları bekliyor. Mühendislik fakültesinde olduğum için mezun olanlar da mühendis adayları oluyorlar. Yani zamanında zorunlu stajlarını yapmış, iş tecrübesi edinmiş kişiler. (!)

Acaba, kaç tanesi okuldan sonrasını düşünerek erkenden iş hayatına atılmaya kalmış? Kaç tanesi stajı sadece yapmış olmak için yapmayıp, staj yaparken iş çevresi edinmiş, belki ilerisi için iş görüşmesi sözleri almış? Kaç tanesi bölümü ile ilgili çalışma alanlarını tam anlamıyla, gerçekleriyle araştırıp yapmak istediği şeye karar vermiş? Karar verdiği alanda kendini geliştirmiş?

Maalesef yakınımda ki mezunlar ve konuşmalarını duyduğum mezunların %80′i bu saydıklarımın (aslında herkesin bildiği şeyler) hiç birini yapmamış, sadece şu anda mezun olmuşlar. Ne yapacakları bir iş belli, ne bölümleri ile ilgili bir çevreleri oluşmuş ne de kendi alanlarını önceden belirleyip o alanda gelişme göstermişler. Yani albenileri olmayan kişiler olarak iş hayatına girmeye hazırlanıyorlar. Acaba ne kadar başarılı olacaklar?

Okurken yapmaları gerekenleri şimdi iş hayatında yapmaya başlayacaklar. Önce bir alan belirleyecekler, belki o alanda gelişmek için eğitimler, sertifika programlarına katılacaklar. Düşük ücretler ile iş yaşantısını öğrenip kendilerini kanıtlayacaklar. Çünkü daha önce bir tecrübeleri yok, karşıda ki kişiye bir şey veremiyorlar. Tüm bunları yaptıktan sonra gerçek birer mühendis olup iş yapmaya başlayacaklar. Yani okuldan sonra 1-2 yıl daha öğrencilik hayatı yaşamak zorunda kalacaklar.

Şu anda mezun arkadaşlarımız çok fazla. Ben daha 2. sınıfı bitirdim belki yanlış düşünüyorum ama öğrenci dediğin henüz okurken ilerisini düşünmeli, kendini iş yapmak istediği alanda (illa okuduğu bölüm olacak diye bir şey yok) geliştirmeli, diplomasını eline aldığı zaman hemen birileri ile görüşüp iş hayatına atılabilmelidir. Yoksa üniversiteden mezun olup bir de hayat üniversitesinden mezun olmak zorunda kalacaklar. Bu da tamamen zaman kaybı demek oluyor.

Üniversite okurken kendini geliştirme konusunda yapacaklarının sınırı yok. En büyük fırsatlar okurken eline geçer. Bir kaç bölüm hariç üniversite okumak gerçekten çocuk oyuncağı gibi bir şey. Öyle herkesin dediği gibi “okumak gerçekten zor” diye bir şey yok. Hem okulda başarılı olup hem de geleceğe hazırlanmak hiç ama hiç zor değil.

Bir yerden başlayıp artık hayata atılma vaktidir. Yoksa okulu bitirdikten sonra çevrenizdekiler “bilgisayar mühendisliği okudu ama hala boşta” gibi şeyler diyerek hem sizi hem de okuduğunuz bölümü küçümseyeceklerdir. Ama emin olun bilgisayar mühendisliği okuyup hala boşta olan “o” kişiye okul hayatında kaç sertifika programına katıldığını, kaç seminer de dinleyici olduğunu sorarsanız size aval aval bakacaktır. Bu konuda biraz daha fazla düşünüp erkenden karar vermenin zamanı geldi diye düşünüyorum. Lütfen biraz mantıklı düşünüp ona göre hareket edelim.