Son zamanlarda blogumu çok ihmal ettim ve bunun için gerçekten çok üzgünüm. Yazmadığım için sürekli içimde bir sıkıntı vardı ama bir türlü yazacak duruma gelemedim. Bunda yaşam şartları, yazılacak şeyler ve tabi yapmak istediğim projeler çok etkiliydi. Neyse ki hepsi bir şekilde rayına oturdu ve bende yeni yıla girmeden önce bir kaç yazı ile blogu hareketlendirebileceğime karar verdim.
Bloguma yazmadığım sürede sürekli sosyal (!) oldum. Tabi bu sosyallik friendfeed, facebook ve twitter üzerinde oluyordu. Sürekli gündemi takip etmeye ve kendimi geliştirmeye, bunun yanında paylaşmaya çalışıyordum. “Tam anlamıyla oldu mu?” diye düşündüğüm zaman %100 olmasa bile yüz üzerinden 85 verebiliyorum kendime. Bu yüzden mutluyum…
Blogun konusuna gelince. Blog ihmal ettiğim süreçte sosyal (!) olduğumu söyledim ama blogum benim kadar sosyal olamıyordu. Peki bunun için ne yapabilirim diye düşündüm ve aklıma gelen ufak bir öneriyi hem yavaş yavaş uygulamaya hem de sizlerle paylaşmaya karar verdim.
BLOGUNUZ DA SİZİN KADAR FACEBOOK’A GİRSİN :
Facebook’da bir kullanıcının bir günde geçirdiği ortalama süre 200 dakikadır.(Bkz.) Daha güzeli ise facebook kullanıcıları bir şeyler paylaşmak istiyorlar. Bu yüzden blogunuzda her yazınızda mutlaka ama mutlaka “Facebook’da paylaş” butonu yer almalı. Bunun yeri ve boyutunu ilgi çekici şekilde yapmanız sizin yararınıza olacaktır.
Bu sistemi blogunuza uygulamak için http://www.boostpost.com/ adresini ziyaret edin.
ZİYARETÇİLER SİTEYE GİRMEK ZORUNDA KALMASIN :
Blog yazmamızın en temel amacı paylaştığımız şeylerin birileri tarafından okunmasıdır. Yazılarımızı sürekli takip etmek isteyen ziyaretçiler için mutlaka “e-mail ile takip ve Rss” butonu bulundurmalısınız. Böylece hem yeni yazı yazdığınız zaman haberdar olacak hem de sizin izin verdiğiniz şekilde bloga girmek zorunda kalmadan okuyacaktır. Emin olun bu tür takipçiler kazandıkça hem ziyaret artışını görecek hem de yorumlarınızın arttığını fark edeceksiniz.
TAKİPÇİLERİNİZİ TANIYIN :
Blogunuzun mutlaka daimi takipçileri vardır. Bunları bir şekilde tanıyım ve iletişim halinde kalın. Bunun için yapılabilecek bir kaç yol var. En etkili yol yine Facebook’dan geçiyor. Facebook üzerinden blogunuz için (eğer blogunuz kişisel ise) bir grup ve ya hayran sayfası oluşturun. Daha önce de söylediğim gibi insanlar Facebook ile bir şeyleri birleştirmekten, Facebook aracılığı ile kendilerini ön plana çıkarmaktan zevk alıyorlar. Bu yüzden sizin grubunuza katılacak ve ya hayranınız olacaktır. Bu sayede onlarla iletişim halinde kalabilecek, ilerisi için güzel planlar yapabileceksiniz. Ne de olsa artık iletişim çağındayız. (:
İkinci yöntem ise blogunuza twitter için geliştirilmiş olan ziyaretçi kutusunu eklemek. Bu kutu sayesinde blogunuzu ziyaret etmiş ve twitter hesabı olan kullanıcıları görebilecek, onların sizi takibe almasının yanında sizler de onları takibe alabileceksiniz. Bu sayede yine karşılıklı iletişiminiz güçlenmiş olacak. (Blogunuzun hitap ettiği kitleye göre bu seçeneklerden birini ve ya ikisini kullanmanız büyük yarar sağlayacaktır.)
Bu widgeti blogunuzda kullanmak için http://twittercounter.com/ adresini ziyaret edin.
KULLANICILAR SİZİN KADAR BLOGUNUZU DA TANISIN :
Her blogda özenle doldurulmuş şekilde bulunması gereken “Hakkımda” sayfası gibi bir de “Blog Hakkında” bölümü yer almalı. Bunlar bence blog sayfalarının en önemli bölümleri çünkü benim gibi bir çok kişi eminim bir blogu ziyaret ederken mutlaka “Hakkımda” bölümüne bakıyordur. Çünkü kimin yazdığını, blogun hangi konulara hitap ettiğini bilmek ziyaretçilerin en doğal hakkı.
İMLEME SİTELERİNİ SİZ KULLANIYORSANIZ BAŞKALARI DA KULLANIYORDUR :
Evet, aktif internet kullanıcıları Digg, Delicious gibi ve ya Türkiye’de Buzzla, Tusul, Oyyla gibi imleme sitelerini kullanmaya başlıyorlar. Yurt dışında çılgınlar gibi kullanılan bu sistemler ülkemizde de yavaş yavaş kullanılmaya başlıyor. Bunda ki en büyük etkenin Facebook’un insanlarımıza kazandırdığı “paylaş” butonu olduğunu düşünüyorum. Artık beğendiğimiz şeyleri paylaşma, ilerinde tekrar işimize yarayacağını düşündüğümüz şeyleri saklama ihtiyacımız var. Bu yüzden Facebook butonu kadar sık kullanılmasa da az ama etkili kullanılabilecek bu sistemlerin butonlarını blogumuzun bir köşesinde mutlaka bulundurmalıyız. Bir gün Digg etkisini yaşamak gerçekten eğlenceli olurdu. (:
Blogu ihmal ettiğim süre içerisinde sizlere önerdiğim sitelerin hepsini aşırı derecede kullandım ve kullanıldığını gördüm. Bu yüzden değişim vaktinin geldiğini düşünüyorum.
Benim sıraladığım gibi daha çok şey sıralanabilir ama günümüzün şartlarına uygun olarak en fazla yapılması gerektiğini düşündüğüm şeyler bunlar. Sizin de önemli olduğunu düşündüğünüz konular varsa yorumlarınızı bekliyor olacağım ve tabi yazı da buna göre güncellenecektir.
Keyifli bloglamalar…