Haftanın en hızlı büyüyen oyunları

Zynga, PopCap, RockYou, Wooga, CrowdStar, Playdom – bu hafta sizerle Appdata verilerine dayanarak aylık aktif kullanıcılarına göre,  geçtiğimiz haftanın en hızlı büyüyen facebook oyununlarını paylaşacağım.

Bu oyunların arasında bir Türkçe oyunun bulunmasıda gerçekten keyif verici.

Cityville, tartışmasız en hızlı büyüyen sosyal oyun. Kendi şehrinizi oluşturup, şehrinize işletmeler, evler ve hatta çiftliğinizi kurabildiğiniz bu oyunda zaman çok çabuk geçiyor. Bu hafta liste başında olan Cityville, açıldığı ilk 24 saatte 290 bin kişi tarafından oynanmış ve şuanki durumu ile Farmville’den %25 daha fazla aktif oyuncuya sahip.

Zynga oyunlarında Cityville ve Farmville’den sonraki sıralama aşağıdaki gibi;

FrontierVille: 30,468,070 aylık aktif kullanııcı
PetVille: 8,394,142 aylık aktif kullanııcı
YoVille: 6,232,611 aylık aktif kullanııcı
FishVille: 4,969,283 aylık aktif kullanııcı

Monster Galaxy, bazı oyunlar vardır, kurgusunu çözmek için uzun zaman harcarsanız ama yinede tam fransız kalırsınız. Monster Galaxy oyuncularına oyuna girdikleri andan itibaren gerekli bilgileri sunarak oyunu kavramanızı sağlıyor. Yine oyun içi tasarımı ile de farklılığını ortaya koyan Monster Galaxy, bu haftaki yerini hak ediyor.

3. sırada yer alan Zuma Blitz mantık olarak wooga‘nın Bubble Island oyununu anımsatsada başarılı bir konsepte sahip.

Komşu Çiftlik, Farmville tarzı kendi çiftliğinizi oluşturabildiğiniz bir oyun. Şuan yaklaşık 700 bin oyuncuya sahip olan Komşu Çiftlik’de, son bir haftada 450 bin çiftlik oluşturulmuş. Yapımını Amerika’da bulunan TheBroth isimli şirket üstlenen Komşu Çiftlik, hızla büyümeye devam ediyor.

Twitter Analiz Sistemi ve Geleceği

Twitter geçtiğimiz günlerde aldığı 200 milyon dolarlık yatırımdan değerini 3.7 milyar dolara yükseltmiş oldu. Bu yatırımdan sonra analiz sistemini de yayına aldığını duyuran twitter bu sistem sayesinde kullanıcılara twitter hesaplarının derin analizini yapabilme şansı sunuyor.

Bu sistem sayesinde kullanıcılar saat ve tarih aralığı belirleyerek mentionlarını, takip edenleri, takipten çıkaranları detarylı olarak görebiliyor olacak. Bununla sınırlı olmayan bu analiz sistemi sayesinde tweet’lerin her biri için favorilere eklenme sayısını, RT sayısını ve bu tweet’e cevaben yazılmış tweet sayısını görebiliyor olacağız.

Twitter’ın arkasında öğrenen bir yapının olduğunu düşünmek, analiz – raporlama yapısının nerlere ulaşabileceği konusunda hayal dünyamızı zorlamamıza neden oluyor. Her tweet, kelime, anlık olarak analiz edilir ve semantik bir yapıya oturtulursa, pazarlama dünyası için bir devrim olacaktır. Kullanıcıların kendini daha iyi tanımalarını sağlamasının yanında markaların da müşterilerini daha fazla tanımasını sağlayacağı için karşıklı bir kazanç sağlanmış olacak.

Şu anda ülkemizde aktif halde olmayan bu analiz sistemi ile ilgili olarak aşağıdaki ekran görüntüsünü ineceleyebilirsiniz.

Başarılı Sosyal Oyunlar için izlenilesi yollar! – 2

Geçtiğimiz haftalarda bu serinin ilk bölümünü yazmıştım. Bugün ise aynı konsept üzerinden devam etmek istiyorum.

Eminim ki sosyal oyunlarla mutlaka bir bağlantınız olmuştur. Belki arkadaşlarınızın gönderdiği bir davet veya gördüğünüz bir reklam aracılığı ile. İleride alışverişin dahi bir oyun halini alacağı bu sektörde, sizde bir oyun geliştiricisi adayıysanız, aşağıda saydıklarımı bir köşeye not etmenizi öneririm.

“Başarılı Sosyal Oyunlar için izlenilesi yollar!” serimizin ilk bölümünü okumak için tıklayınız.

İnce düşünün, detayları sevin

Unutmayın ki bir oyun çok küçük detaylaradan oluşur. Her detay için kendinize zaman ayırın. Atacağınız her adımı gerek tekniksel, gerekse satış yönünden tekrar düşünün. Teknik detaylara dikkat etmezsek, kullanıcının oyundan en zevk aldığı noktada oluşan hata, o kullanıcıyı kaybetmenize neden olabilir. Satış yönünü ise bir kesimi sevindirirken, diğerini kızdırmayacak şekilde detaylandırın.

Kullanıcının attığı her adımı takip edin

Değinmek istediğim en önemli noktalardan biride bu, çoğu oyunda kullanıcı takip edilmediği için gelişme süreci çok yavaş işliyor. Oysa ki kullanıcıyı takip etmek, onun oyunda kaldığı süreyi kaydetmek,  hangi bölümde ne tür bir hata ile  karşılaştığını bilmek ve oyunun neresinde çıkış yaptığını öğrenmek sizin için çok büyük bir artı olacaktır. Bunları bilirseniz, kullanıcının ne istediğini daha iyi anlayabilirsiniz.

Free2Play mantığını kavrayın

Kullanıcıların oyununuzu ücretsiz olarak oynamasını sağlayın. Eğer kullanıcıyı bu şekilde oyununuza çekmeyi başarırsanız, yine diğer modelleriniz ile satış yapabilirsiniz.

Ürünlerinizi gerçek hayata uyarlayın

Sosyal oyunların 5000 yıllık geçmişi.

Örneğin kullanıcının enerjisini arttıran bir içeceğiniz mi var? Karşılıklı menfaatler altında bir enerji içeceği ile anlaşıp, o enerji içececğini kullanabilirsiniz. Bu, kullanıcının üründeki interaksiyonunu arttıracaktır.

Görsellerinize önem verin

Kullanıcının oyununuyuzu oynamasındaki en büyük etkenlerden biri görsellerdir. Görsellerinizi hedef kitleniz ve oyun detaylarına göre oluşturun.
Bonus olarak sosyal oyunların geçmişi hakkında bilgi veren bu görseli inceliyebilirsiniz.

Tabi ki yukarıda yazdıklarıma bir çok şey dahil edilebilir, bunları sadece fikir vermesi açısından paylaşıyorum. Bu serinin devamını ileriki haftalarda yine comTalks’ta bulabilirsiniz.

Röportaj: Orkun Tekin ve İnternet Reklamcılığı

Türkiye’nin İnternet Reklamcılığı alanında uzmanlaşmış girişimcilerinden Orkun Tekin comTalks röportajı.

Bu hafta Türkiye’de internet reklamcılığının önde gelen şirketlerinin; Reklamz, Linkz, SEM, Vidyoda, Fizy ve Mobilz gibi işletmelerin yönetim kurulu başkanı Orkun Tekin ile bir röportaj gerçekleştirdik. Girişimcilik ve internet reklamcılığı temalı röportajımızı aşağıda bulabilirsiniz. Röportaja geçmeden önce comTalks olarak internet reklamcılığı alanındaki röportajlarımızın devam edeceğinin müjdesini vermiş olalım.

Burak Budak: Merhaba Orkun Bey, sizi pek çok yazıdan, etkinlikten ve girişimlerinizden kısmen tanıyoruz. Ancak birde sizin ağzınızdan dinleyelim. Orkun Tekin kimdir?

Orkun Tekin: 1976 İstanbul doğumlu, eğitim hayatını İstanbul’un kıymetli eğitim kurumlarında tamamlamış, 3 senelik bir profesyonel iş hayatı sonucunda 9 senedir girişimci kimliğini iyice benimsemiş bir girişimci, katılımcı, yatırımcı iş adamı.

Burak Budak: Tüm şirketlerinizde toplam kaç çalışma arkadaşınız var?

Orkun Tekin: Toplam 8 işletme çerçevesinde 100’ü aşkın takım arkadaşı ile yolumuza devam ediyoruz. Beklentilerimize paralel gitmemiz halinde bu istihdam rakamının 2011’de 140 civarına erişeceğini tahmin ediyorum.

Burak Budak: Reklamz’nin kuruluş hikayesinden kısaca bahseder misiniz?

Orkun Tekin: 2001 senesinde sektörü oluşturan ve reklam alabilen sitelerin sayısının bir elin parmağını geçemediğini, halbuki 1000’lerce içeriği ile kıymetli web sitesinin bu potansiyele sahip olduğunu görür görmez Reklamz’yi bu amaca yönelik olarak kurduk ve bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Özellikle yaratıcı çalışmaları ön planda tutan çalışma tarzımızla da pazardaki yerimizi aldık ve yıllardır aynı misyon ile devam ediyoruz.

Burak Budak: Şirketlerinizle internet reklamcılığında çok önemli bir konuma sahipsiniz. İştiraklerinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Orkun Tekin: Herbir şirket internet reklamcılığı alanında aynı amaca farklı yöntemler ile ulaşılmasını sağlayan bir bakış açısı ile kurgulandı. Bunda da amaç farklı ürün, hizmet ve pazarlama stratejilerine sahip olan tüm  kitle erişimi hedefli kurumlara servis verebilmekti ve bunu da başardığımızı düşünüyorum. Gelecek ise dijital tabanlı tüm sektörlerin gelişeceği öngörüsü ile bizim heyecanla baktığımız ve katmadeğerlerimizi sürekli artıracağımız bir süreç olacak.

Sürekli olarak dijital medya pazarlama alanındaki yenilikleri pazara ilk süren bir kurum misyonu üzerimize yapışmış durumda, biz de bu rekabetçi pazarda her zaman yaptığımız gibi olmayanı yaratmak sureti ile çeşitli yenilikleri pazar sunmaya devam edeceğiz. Vidyoda ve Mobilz isimli iştiraklerimiz ile devam eden bu süreçte 2011 sonunda internet reklamcılığında dengeleri değiştirecek bambaşka bir yenilik için de hazırlıklarımızı yapıyoruz.

Burak Budak: Biraz da rakamlardan konuşalım. Yüzeysel de olsa Reklamz, Linkz ve SEM’in finansal değerlerinden bahsedebilir miyiz? Vidyoda ve Mobilz çalışmalarının ticari anlamda henüz yeni olduğunu biliyoruz.

Orkun Tekin: 2010 rakamlarına değinmem mümkün olmasada 2011 senesinde toplam 40 milyon TL’ye yakın bir işlem hacmini hedeflediğimizi söyleyebilirim.

Burak Budak: Sizce internet reklamcılığının geleceğinde neler var?

Orkun Tekin: Artık hedef kitle yönetimi var , bundan sonra mecraların kendileri değil taşıdıkları ve yönlendirdikleri kitle ve bu kullanıcı kitlesine ait datalar çok daha önemli bir konuma gelecek. Vizyonunu ise buna gore kurgulamış olan oyuncuların daha da güçleneceğini öngörüyoruz.

Burak Budak: Son zamanlarda herkesin severek kullandığı fizy.com’un başarısını neye borçluyuz? Sizce fizy neden başarılı oldu? Mashable Awards sürecinin çok iyi gittiğini biliyoruz. Ödül töreninin yapılacağı yere, Las Vegas’a biletinizi aldınız mı? 🙂

etohum Ankara kampında Orkun Tekin'in kullandığı, tarihlerine göre girişimlerini gösteren görsel. Büyütmek için üzerine tıklayınız.

Orkun Tekin: fizy, kullanım kolaylığı ve içeriğe süratli erişim yetkinlikleri ile bugünlere geldi, bundan sonrasında ise yolu çok daha açık. Uluslararası çeşitli büyük mecralarda haber olabilmiş ender Türk girişimleri arasında olmasının haricinde son dönemde yapılmış olan Mashable Awards’da da finalist olması doğru yolda olduğumuzu bize gösteriyor. Ancak şu an çok daha ağır bir sorumluluk sırtımızda, artık daha kaliteli ve sürekli yenilenen bir servis olmak durumundayız, zira tüm dünyanın gözü artık üzerimizde.

Burak Budak: “Orkun Tekin” Fizy.com yatırımı ile internet sektöründe farklı alanlara da yatırım yapabileceğini göstermiş oldu. Yakın zamanda yatırım planlarınız var mı? “Orkun Tekin” ne tür projelere ve neden yatırım yapar?

Orkun Tekin: Girişimin tadını almış bir iş adamı olarak tabiki bunu devam ettiriyor olacağım. 2011 senesinde 3 farklı girişimim daha olacak bunlardan 2 tanesi internet 3.sü ise parekende sektörü ile ilgili olacak. 2011 senesinde kurumsal ve yapısal anlamda  bu şirketlerin sağlam bir zemine oturduğuna emin olana kadar alternatif bir girişim planlamıyorum. Ama reddedemeyeceğim bir fırsat çıkarsa karşıma bunu da değerlendirebilirim.

Burak Budak: Sosyal ağları aktif olarak kullandığınızı görüyoruz, sosyal ağların gerçekten dünyayı değiştirebileceğine inanıyor musunuz? Yoksa “Sosyal Medya” da geçici bir balon mu?

Orkun Tekin: Sosyal medya, insan-insan iletişiminden insan-kitle iletişimine geçtiğimiz bir devrim bence. Artık haber servislerinden daha önce bu kaynaklardan bilgi alabiliyor veya kendi tecrübe , hissiyat ya da düşüncelerimizi o anda belli bir zümre ile paylaşabiliyoruz. Bu yeni imkanın tüketim alışkanlığının henüz oturmadığını düşünüyorum. Dolayısı ile bir değişim ya da balon ihtimallerinden bahsetmektense aslında bir dönüşümün başlangıcından bahsetmek mümkün. Zira artık herkesin sesi çıkıyor ve herkes konuştuğunu iletebiliyor.Bunun da internet üzerinden pazarlama gücü anlamında doğru kullanıldığında önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Burak Budak: Google ve Facebook son zamanlarda sık sık “rakip” olarak adlandırılıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce Facebook Google’a rakip olabilir mi?

Orkun Tekin: Google içeriğin ‘’tüketimini ‘’, Facebook’un ise ‘’kitlesel iletişimi’’ yönlendirdiği aşikar bu iki dev kuvvet , finansal denklemde bir rakip olabilir ancak hedefleri ve iş modelleri bana kalırsa farklılıklar gösteriyor ve ikisi de kuvvetlenerek büyüyecektir.

Burak Budak: Sektördeki 10 yılı aşkın tecrübeniz ve başarılı girişimleriniz ortada. Başarı için comTalks okurlarına ne öneriyorsunuz?

Orkun Tekin: Bu evrenin kuvvetlerine inanın ve güvenin. Dijital dünya genç nesilin zaman içerisinde daha kuvvetli posizyonlara gelmesi ile birlikte çok daha hızlı büyüyecek ve hayatımızın artık bariz bir parçası olacak.Daha planlı , daha çok çalışan ve kendini yenileyebilen için başarı kaçınılmaz olacaktır.

Artık devir, genç Türk internet girişimcilerinin devri.

Burak Budak: Bize vakit ayırdığınız için teşekkürler.

Orkun Tekin: Doğru konulara parmak bastığınız ve çağa uygun bir yayın anlayışında olduğunuz için ben de sizlere bir sektör temsilcisi olarak teşekkür ederim.

Röportaj: Türkiye’nin En Büyük Sanal Dünyası Sanalika

Türkiye’nin en büyük sanal dünyası Sanalika’nın Pazarlama Müdürü Semin Özmoralı comTalks yazarı Enes Kul’un sorularını cevaplıyor.

Geçtiğimiz yazılarımda da belirttiğim gibi, bu hafta Türkiye’nin en büyük “sanal dünya” geliştiricisi olan OyunStüdyosu’nun Pazarlama Müdürü Semin Özmoralı ile bir röportaj yaptık. Semin hanım ile Sanal Dünyalar ve Sanalika hakkında yaptığımız bu röportajı aşağıda bulabilirsiniz..

Enes Kul: Semin Hanım, Oyun Stüdyosu tam olarak ne yapıyor?

Semin Özmoralı: Oyun Stüdyosu, 2008 yılında kurulmuş bir sanal dünya ve oyun geliştirme firmasıdır. 10 milyona yakın kullanıcısıyla Türkiye’nin en büyük ve en popüler online sanal eğlence ve paylaşım dünyası olan Sanalika da dahil olmak üzere beğenilen platformlar yaratmaktadır.

E.K.: Oyun Stüdyosu’nda kaç kişisiniz?

S.Ö.: Şu anda 45’in üzerinde ama hızla büyüyen bir ekibiz.

E.K.: Şu an kaç oyununuz var ve kullanıcı sayıları neler?

S.Ö.: Bizim için oyunlardan ziyade sanal dünya ve benzeri online platformlarından söz etmek daha doğru olur. Sanal dünyalarımızın içinde pong, dart, okey, tavla gibi çeşitli oyunlarımız var ama tüm bunlar dev bir paltformun tamamlayıcı zenginlikleri… Şu anda Türkiye için hem www.Sanalika.com üzerinden hem de Facebook’tan ulaşılan Türkçe
sanal dünya platformumuz var. Ek olarak Sanalika İspanya, Facebook üzerinde Sanalika
Global, Myspace üzerinde Sanalika Music ve Sroups isimli platformlarımız bulunuyor.

Sanalika Türkiye’nin önümüzdeki haftalarda 10 milyonuncu avatarına hoşgeldin demesini
bekliyoruz. Bir-iki hafta önce Myspace üzerinde açılan Sanalika Music ise 3 bin avatara
yaklaştı.

E.K.: Sanalika’nın gelir modellerinden bahseder misiniz?

S.Ö.: Sanalika, ücretsiz üye olunan ve içinde eğlenceli zaman geçirilen, yaşanan bir sanal
dünyadır ancak benzer sanal dünyalar ve sosyal oyunlarda olduğu gibi bu deneyiminizi
zenginleştirmek, ek özellikler edinmek istediğinizde mikro ödeme yöntemleriyle sanal
ürünler satın alabilirsiniz. Dolayısıyla gelir modelimizin önemli bir kısmını, yine gelişmiş
pazarlardaki örneklerinde olduğu gibi sanal ekonomi oluşturmaktadır. Buna ek olarak
sanal dünya içi, reklam kanalları açısından yaratıcılığa çok açık ve interaktif alanlardır.
Dünya için özel projeler ve özel reklam araçları da bizim gibi sanal dünyalar için önemli
gelir kalemleridir.

E.K.: Oyun içerisinde en çok hangi ürünler satılıyor?

S.Ö.: 1300’den fazla ürün çeşidimiz içinde en çok satan ürünlerimiz arasında ise sakız ve
şeker, kot pantolon ve t-shirt gibi giyim ürünlerini, çeşitli saç modelleri, takımlara ait
spor ürünlerini ve mobilya çeşitlerini sayabiliriz.

E.K.: Oyundaki cafe, ev ve dükkan gibi özelliklere kullanıcıların interaksiyon
oranları nedir?

S.Ö.: Sanalika içinde ev sahibi olma sayılarınıa baktığımızda 2009 sonunda 300 binlerdeki rakamların, bu yıl sonunda %150’den fazla arttığını görüyoruz. Aralık ayına girerken bu sayı 750 binin üzerine çıktı. Sadece birkaç ay önce başladığımız, çok daha yeni bir konsept olan kafe sahibi olma ve işletme etkinliği ise çok büyük ilgi gördü. Geçtiğimiz Kasım ayı sonunda 260 binden fazla kişi Sanalika içinde kafe işletmeye başladı. Burada sözünü ettiğim kafe işletme konseptinin, sosyal oyunlardan tanıdığımız “işletmecilik”ten belki de en farklı ve bu nedenle de en heyecan verici yanı, kafe sahiplerinin gerçek zamanlı olarak kafesinde arkadaşlarını, müşterilerini ağırlayabilmesi ve o mekandaki tüm iletişimin, hareketin gerçek zamanlı yaşanması…

E.K.: Sosyal oyunlar içerisinde Türkiye’deki üstünlüğünüz tartışılmaz. Global pazardaki aktiviteleriniz nedir?

S.Ö.: Sanalika, ilk günden itibaren global vizyonla doğdu. Bu konuda Türkiye’deki boşluğu doldurmak ilk hedefti ancak beraberinde de global adımların alt yapı hazırlıkları devam etti. Nitekim bu yılın ikinci çeyreğinde Sanalika İspanya’yı açarak İspanyolca
konuşan ülkelere yönelik kendimizi geliştirmeye başladık. Bizim başarı hikayemizin
bana göre çok önemli bir parçası da Sanalika’nın yurtdışına ihraç edilen ilk sanal dünya
olmasıdır. Bunun için sanal dünyamızı sadece İspanyolcaya çevirmekle kalmadık, son
derece özenli ve kapsamlı şekilde kültürel ve mimari lokalizasyonunu da tamamladık;
yani Türk kültürünü yansıtan Sanalika’yı, İspanya sokaklarına ve kültürüne uyarladık. Bu
adımın hemen ardından kolları İngilizce Sanalika için sıvadık. İngilizce konuşan ülkelerin
ortak kültürel paydasına uygun lokalize ettiğimiz, Facebook’a taşıdığımız Sanalika Global
da çok yakında global pazarda yerini alacak.

E.K.: Global pazarın büyük bir bölümü Zynga, Playfish gibi “devlere” ait,
Sanalika’yı global pazarda bu “devlerden” ayıran şey nedir?

S.Ö.: Sanalika’nın, gerçek zamanlı iletişimin ve hareketin yaşandığı bir sanal dünya olması, en büyük yapısal farkıdır. Öte yandan grafiklerindeki kültürel zenginlik ve detaylar, sosyal oyunlarla sanal dünyaların başarısı kanıtlanmış modellerini harmanlaması ve üzerine sürekli olarak, Türkiye gibi dinamik bir pazarda istikrarla büyüyen bir başarının deneyimini eklemesi, irili ufaklı tüm global rakiplerimiz karşısında çok büyük rekabet avantajı ve ayrıştırıcı faktördür.

E.K.: Bilindiği üzere Sanalika Facebook üzerinden de oynanabiliyor. Bizimle Facebook istatisiklerinizi paylaşır mısınız?

S.Ö.: Facebook’ta 480 binden fazla aktif aylık kullanıcımız var. Sanalika Facebook sayfasını beğenenlerin sayısı 130 bini aştı. Burada bana göre en çarpıcı istatistiklerden biri, Sanalika sayfasında yaşanan hareketliliktir. Sanalika içinde olup bitenleri, gelişmeleri, haberleri duyurduğumuz paylaşımlara gelen yorumların ortalama ikiyüzlere ulaştığını görüyoruz ki bu Sanalika kullanıcıları ile aramızdaki canlı iletişimin ve bağın çok güzel bir göstergesidir.

E.K.: Son olarak; Myspace ile ne tür bir iş birliği yaptınız?

S.Ö.: Yeni ürünümüz Sanalika Music ile müzik teması etrafında bir sanal dünya yarattık
ve işbirliğimiz çerçevesinde Myspace üzerinde yayına açtık. Bu platformun en çarpıcı
özelliklerinden biri, Myspace üzerindeki tek Türkçe uygulama olması… Müzik temalı bir
sanal dünya olması ise, kaçınılmaz olarak platforma çok daha enteresan ve yaratıcı
bir hava katıyor. Nitekim Myspace üzerinden erişilen Sanalika Music’te amatör müzik
gruplarının çalışmalarını sergileyebilecekleri özel mekânlar, müzikseverlere yönelik çok
çeşitli uygulama ve aktiviteler yer alıyor. Sanalika music’in sokaklarını, müzik konsepti
etrafında şekillendirilmiş caddeler, kulüpler, apartman daireleri, cafeler, mağaza ve
stüdyolar oluşturuyor. Ayrıca interaktiviteyi, kullanıcıların ilgisini ve kalış sürelerini
arttıran eğlenceli özel görevler ve sürprizler de bulunuyor.

Vakit ayırıp bize bu bilgileri sunduğu için Semin Özmoralı’ya teşekkür ederiz. İlerideki yazılarımda yine röportajlar ve Sosyal Oyunlar hakkında değerli olduğunu düşündüğüm bilgiler paylaşacağım.

Girişimcilere “Mobil” Rakamlar

Mobil ne kadar büyük bir fırsat? Türkiye’nin mobil istatistikleri ve fırsatlarına ilişkin etkileyici bir yazı.

Hali hazırda internet girişimi sahipleri ve şu anda aklında binbir türlü fikir dolanan girişimciler için odaklanmaları gereken en önemli alanlardan biri olan “mobil cihazlar” ve “mobil internet” kullanımı ile ilgili bazı rakamlar vermek istiyorum. Bu rakamlar hepimizin aklında bulunsun, bulunsun ki mobil dünyaya yatırım yapmanın, girişimlerimizde mobil kullanıcıları unutmamak gerektiğini ve yeni girişimlerimizi o alana kaydırmanın önemini daha iyi kavrayalım.

Geçtiğimiz aylarda Google’ın satın aldığı Admob firmasının açıkladığı rakama göre Mayıs 2010 itibari ile Türkiye’den Admob ağındaki herhangi bir reklama tıklamış olan 193.946 Apple ürünü mobil cihaz bulunuyor. (174.209 iPhone+19.131 iPod touch+606 iPad) Bu rakamların sadece reklama tıklayan kişileri kapsadığını düşünürsek asıl rakamın bunun 5-6 katına yakın olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz.

Bu rakam sadece Apple ürünleri için verilen rakam, bunun yanında IAB Türkiye‘nin yayınladığı rapora göre; Temmuz 2010’da Türkiye’de en fazla sayfa gösterimi yapan telefon markası %46.8 ile Nokia, ikinici olarak da %39.9 ile Apple ürünleri geliyor. Geri kalan %13.3 oranını ise Samsung, Sony Ericsson, Htc, BlackBerry ve diğerleri paylaşıyor.

IAB raporuna göre 2010 ikinci çeyreğinde Türkiye’de toplam 832.321 mobil inetrnet kullanıcısı varken bu rakam 2010 3. çeyreğinde 1.158.866‘ya ulaşmış.. Yani mobil internet kullanımı %39.2 ile müthiş bir şekilde artmış.

IAB raporu bize toplam ADSL abonesi 9 milyon olan Türkiye’de 1.2 milyona yakın mobil internet abonesi olduğunu söylüyor. Basit bir kıyas yapacak olursak her 9 internet kullanıcısından 1’i internete mobil cihazlardan da giriyor.

İşte burada biraz düşünmek gerekiyor. Bu kadar hızlı büyüyen bir mobil internet pazarı varken, tüm dünyanın “gelecek mobil teknolojilerde” dediği bu zamanda mobil cihazları düşünmeden girişim yapmak mantıklı mı? Asıl mantıklı olan geleceğe yatırım yaparak tamamen “mobil” kullanıcıları hedef alan girişimler değil mi?

Girişimci arkadaşlara bunca rakamdan sonra söyleyebileceğim tek şey şu olabilir, projelerinizde mobil kullanıcıları kesinlikle atlamayın, yeni teknolojilere yatırım yapacaksanız, yeni girişim planlarınız varsa mobil kullanıcıları temel alarak işe başlayın. Emin olun pişman olmayacaksınız!

Başarılı Sosyal Oyunlar için izlenilesi yollar!

Geçtiğimiz haftaki yazımda Sosyal Oyunlar ve Geleceklerinden bahsetmiştim. Bugün ise oyunlarınız için başarının geçtiği bazı yollardan bahsedeceğim. Tabiki başarı, yapılan birkaç fiilden ibaret olmamakla birlikte, herşeyden önce çok çalışmayıda beraberinde getirir.  Bunun için aşağıda başarıya giden yolda olmazsa olmazlardan birkaçını paylaşmak istiyorum.

Kendi platformunuzun yanı sıra başarılı bir sosyal ağ kullanın

Oyunların kullanıcılar tarafından en rahat ulaşacağı platform sosyal ağlardır. Bugün Facebook’da 500 Milyon kayıtlı kullanıcıdan, 265 Milyonu oyun oynuyorsa, Facebook üzerinde geliştirdiğiniz oyun, 265 Milyon potansiyel oyuncuya sahip demektir. Bunun için oyununuzun kendine ait platformuna verdiğiniz özen kadar, sosyal ağlara da önem vermeniz gerekir.

Sıradan veya Hardcore senaryolar üretmeyin, Sosyal interaksiyon sağlayın

Oyuncular artık sıradan savaş, zombi, hayalet oyunları yerine, daha eğlenceli, daha sosyal kültürü destekleyen oyunları tercih ediyorlar. Artı olarak kullanıcılar bir yandan kendileri kazanırken, diğer yandan arkadaşlarının kaybetmesini pekde istemiyorlar. Farmville ve Fliplife örneklerinde de gördüğümüz gibi, kullanıcıların birbirlerine yardım etmesini sağlayıp, oyunlarınızı daha çekici hale getirebilirsiniz.

Cross Promotion tekniğini kullanın

Eğer birden çok oyununuz varsa, oyunlarınız arasında cross promotion (çapraz reklam) tekniğini kullanarak, oyunlarınız arasında trafik akışını dengeleyin.

İsim seçerken fantazi yapmayın

Oyununuzun ismi, içeriği hakkında en önemli bilgiyi verir. Örnek verecek olursam; bir Alman oyun üreticisi, oyunlarından birinin ismini “Bola” olarak belirliyor, istenilen kullanıcı sayısına ulaşamayan oyunun ismi “Soccer Manager” olarak değiştirildiğinde, oyuncu sayısı 3’e katlanıyor. Sözün özü; Kullanıcıya ilk hissi veren şeyin oyununuzun ismi olduğunu unutmayın. Oyununuzun içeriği ile ilgili isimler seçmeye özen gösterin.

Mobil cihazları ihmal etmeyin

Sosyal oyunlar dışında en çok ilgimi çeken sektörlerden birisidir Mobil dünya. Dizüstü Bilgisayarlar ile evlerindeki kablolardan kısmen kurtulmuş olan kullanıcılar, mobil cihazlar ile tamamen özgür bir internetin tadını çıkarıyorlar. Artık kullanıcılar sokakta, evde, işte ve arkadaşlarıyken bile oyunuza bağlanma şansını yakalıyor. Bu durumda mobil cihazları geri plana atarak, potansiyel oyuncuları hiçe saymamak gerekir.

Bu arada; Bu hafta sunmayı planladığımız Semin Özmoralı röportajı bazı aksaklıklardan ötürü önümüzdeki haftaya sarktı. Önümüzdeki hafta Çarşamba günü comTalks’un konuğu Sanalika Pazarlama Müdürü Semin Özmoralı. Semin hanım ile Sanal Dünyalar, Sanal Ekonomiler ve Sanalika üzerine yapacağımız söyleşiyi önümüzdeki hafta comTalks’ta bulabilirsiniz.

Tweet’lerden Trend ve İstatistik Bilgisi Toplamak

Her gün ortalama 300.000 yeni kullanıcı, her gün ortalama 90 milyon yeni tweet…

2010 yılının son çeyreğinde ülkemizde büyük bir çıkış yakalayan Twitter 2011 yılının parlayan yıldızlarından olmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu trendi en iyi şekilde kullanabilmek için milyonlarca tweet içinde neler yapabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor, çünkü o tweetler aktif kullanıcılar ve markalar için birer veri cennetinden farksız.

İşte bu verileri analiz etmek, elle tutulur bilgi çıkarabilmek için girişimciler boş durmamış ve bazı uygulamalar geliştirmiş. Bu uygulamaları kullanarak twitter’da paylaşılan konular hakkında anlamlı sonuçlar elde edebilir, bu sonuçlara göre yol haritamızı çizebiliriz.

Aşağıdaki bir kaç basit uygulama ile isterseniz kendiniz, isterseniz de markanız için yararlı olabilecek inanılmaz socuçlara ulaşabilirsiniz.

Repeets : Twitter’ın reply özelliğinden yararlanan bir uygulama. Bu uygulamada twitter’da en çok reply yapılan mesajlar listeleniyor. Bu listelenme günlük, haftalık ve aylık yapılabiliyor. İsterseniz kullanıcı adı ile arama yapabiliyor varsa reply edilmiş mesajlarını görebiliyorsunuz.

Archivist: Archivist bir masa üstü twitter raporlama uygulamasıdır. Bu uygulamayı kurduğunuz zaman belirlediğiniz arama kelimelerinin geçtiği girdileri arşivler. Marka analizi için çok etkili bir uygulama.

TweetFeel: Twitter arama özelliğini özelleştirmiş bir uygulama. Bu uygulama daha önceden tanımlanmış kelimelere göre duygu analizi yapılıyor. Gönderilen mesajda yer alan sevinç, mutluluk ve ya üzüntü uyandıran ifadelerinden yola çıkarak yazan kişinin duygusunu belirliyor. Bu sayede markanın mutluluk tablosu çıkarılabilir. Anlık güncellemeler ile sonuçlar değişiyor bu nedenle önemli olayları anlık olarak ararsanız bu olayların kişiler üzerindeki etkilerini analiz edebilirsiniz.

Twist: Twitter arama sonuçlarını grafik halinde sunan bir uygulama. Bu defa sayı olarak değil aramanın yüzdelik sonuçlarını veriyor. Günlük, haftalık aylık arama grafiğine ulaşabiliyoruz. Bunun yanında o kelimenin anlık arama sonuçlarını listelen uygulamada grafiğin kodlarını alarak kullanabiliyor, doğrudan olarak twitter hesabımıza grafik sonuçlarını gönderebiliyoruz.

Happn.in : İnsanların şehirler hakkında ne yazdıklarını gösteren bir uygulama. Markaların konumlandırılmasında işe yarar sonuçlara ulaşılabilir. Tek eksiği ise tüm şehirlerin yer almaması.

Twellow: Twitter hesaplarında arama imkanı sunan, arama şansı verdiği kategori sayısı ile niş aramalara ulaşmamıza olanak sağlayan bir uygulama. Arama sonuçları en popüler kişilerin yazdıklarına göre sıralar.

WhatTheTrend: Arama odaklı çalışan bir uygulama. Aradığınız kelime ile ilgili son haberleri, twitter sonuçlarını, flickr sonuçlarını veren bir uygulama.

Bu uygulamalar saymakla bitmez. Asıl beklediğimiz şeyin twitter’ın kendi istatistik hizmeti olduğunu da eklemek lazım.. Böyle bir hizmet yayına tam anlamıyla yayına girdiği andan itibaren internet dünyasında analiz ve raporlama konusunda yeni bir çağ başlatabilir. Herkes gibi bizde merakla bekliyoruz.

Sizin aktif olarak analiz için kullandığınız uygulamalar var mı? Bu uygulamaların yararlarlı olduğuna inanıyormusunuz. Kullandığınız uygulamaları bizimle paylaşarak yazıyı daha da zenginleştirebilirsiniz.