Özel Üniversiteler Gerçekten Çok mu Happy?

Pharrell Williams Happy

Tercih dönemi geldiği için üniversiteler yine çılgınlar gibi reklam kampanyaları yapıyorlar, outdoor, banner, Google, Facebook ve Televizyon reklamlarıysa her yerimiz özel üniversite oldu. Ama gel gör ki bir de sosyal medya içerikleriyle reklam yapmaya çalışan üniversiteler var ki kimsenin aklına gelmeyecek video çalışmaları yapmışlar. Her birini izlediğimde o kadar çok şaşırıyorum ki gerçekten bu kadar yaratıcı, farklı, zeki üniversitelerimiz olduğu için mutluluğum kat kat artıyor. Tüm videolara yer vermek isterdim ama 4 tanesi yaratıcılıklarıyla gönlüme taht kurdu ve ilk aşamada onları paylaşmak istiyorum. Belki sonrasında diğer videoları da ekleyerek güncellemeler yaparım.

İpek üniversitesi:

Hasan Kalyoncu Üniversitesi:

Zirve Üniversitesi:

İstanbul Aydın Üniversitesi:

Bonus:

METU (Resmi bir iş olmayabilir):

Üniversite Sonrası Kariyeriniz İçin 10 Klasik Öneri!

Üniversiteyi kazandıktan sonra iş hayatına geçtiğim zamana kadar gözlemlediğim “Üniversite ve Kariyer” aralığında 10 konuyu bir sunum halinde paylaşıyorum.

Bu konuyu 10 madde ile 100 madde ile sınırlamak kesinlikle mümkün değil fakat benim yaşadıklarımı özetlemesi açısından faydalı 10 madde olduğuna inanıyorum.

Tercihlere Beş Kala

Geçtiğimiz haftalarda “Mezuniyete Beş Kala” başlıklı yazımda mezun olan arkadaşlara yönelik birkaç şey söylemiştim. Şimdi tercihler yaklaşıyor, bazı insanlara hayallerine yaklaşıyor bazıları ise uzaklaşıyor. Bu konuda bir kaç şey yazmak istedim.

Dikkat çekmesi için her yazımda geleceğe yönelik hayallerden söz ediyorum. Her zaman ön planda hayallerimiz var. “İnsanlar hayalleri olmadan yaşayamazlar” derler. Muhteşem bir söz. Hayalleri olmayan bir insanın sonsuz boşluğa düşen bir taştan farkı yok bence. Bu yüzden hayatınız ile ilgili alacağınız her kararda öncelik hayalleriniz olmalı.

Tamam, ailenin istekleri, arkadaşlar, akrabalar hepsi tek tek düşünmeniz gereken şeyler ama sonuç olarak o hayatı yaşayacak olan sizsiniz, onlar değil. Bu yüzden hayalleriniz doğrultusunda karar vermeniz mutluluğunuz için hayati önem taşıyor.

Pazar günü yani yarın, her sene olduğu gibi yine yüz binlerce öğrencinin hayatının en önemli olayı olan, ÖSS sonuçları açıklanıyor. Bu sonuçlar doğrultusunda birçok kişi tercih yapıp üniversite okumaya doğru bir adım daha atacak. Ben sınavdan daha hayati önem taşıdığını düşündüğüm tercihlere gereken önemin verilmediğini düşünüyorum.

Sınav bir şekilde gelir geçer, ama sonucu belirleyen tercihlerdir. O forma yazacaklarınız o kadar önemlidir ki ufak bir yanlış 2 yılınıza mal olabilir. (Yanlışlıkla vakıf üniversitesi yazıp, maddi sıkıntılardan dolayı gidememe en sık yapılan hatadır)

Bu yüzden çok iyi araştırma yapmanız lazım. Puandan çok sıralamaya önem vermek gerektiğini de herkes biliyor. Bu ayrıntıları da geçtikten sonra en önemli şey meslek seçimi…

Arkadaşlar amacınız sadece üniversiteye kapak atmak olmasın, olmamalı. Çünkü sonrası sizin hayatınız olacak. Ne okuyorsanız o alanda bilgi sahibi olacaksınız, ister istemez o alanda çevreniz olacak ve en önemlisi hayatınız boyunca o işi yapacaksınız. Bunu kesinlikle göz önünde bulundurmanız gerekiyor.

İnsanlara “iyi çalışmalar” yerine “keyifli çalışmalar” demek en güzeli. Çünkü o kişi işini yaparken keyif alıyorsa, zaten işini iyi yapacaktır. Ama istemeyerek işkence çeker gibi iş yapıyorsa kimse inkâr etmesin ama o kişi yaptığı işi kesinlikle iyi yapamaz. Yani işinde ciddi anlamda başarılı olmakta keyifle çalışmaktan yani istediğin mesleği yapmaktan yani istediğin bölümü okumaktan geçiyor.

Onca yıl bir tek amaç uğruna çabalıyorsunuz ama sonuç gelince amacınıza ulaşamayacağınız bile bile tercih veriyorsunuz. Bu tercih bana göre geride bıraktığınız tüm emeklerin boşa çıkması anlamına geliyor.

Şöyle düşünün; Bir yanınızda ömür boyu istemeyerek yapacağınız bir bölüm/meslek ve artı olarak bir yıl erken üniversiteli olmak. Diğer tarafta ise hayatınız boyunca keyifle çalışacağınız bir bölüm/meslek ve bir de arkadaşlarınızdan bir yıl hatta iki yıl geç üniversite okumak. Bunu biraz düşününce birinci seçeneğin ne kadar yanlış hatta (bence) saçma olduğunu anlamak hiç zor değil. Çünkü ömür boyu işkence çekeceksiniz. İnanın iki yılın hiçbir önemi kalmıyor o zaman.

Birçok kişiye “hayalin ne” diye sorduğum zaman “tıp, hukuk” cevaplarını alıyorum. İstisnalar dışınca bunların hayal olduğunu düşünmüyorum. Bunlar sadece maddi getirileri iyi olduğu için “istenilen meslekler.” Yani kesinlikle “hayal edilen meslek” değil. Bunu da “o zaman herkes doktor olur” gibi yorumlara cevap olsun diye yazıyorum.

Düşünsenize herkesin keyifle işini yaptığı bir dünyayı! Ne kadar güzel olur değil mi? (:

Hayallerinizin peşinden koşmayı hiç bırakmamanız dileği ile…

Dibine not:

1-Evet bu yıl herkesin sınavının kötü geçmesinden dolayı puanlar 4-7 puan arasında düşecektir ama kesinlikle bir önemi yoktur çünkü önemli olan sıralamadır ve onda kayda değer bir değişim olacağını sanmıyorum.

2- Sonuçlara sabah 10.30′da www.osym.gov.tr sayfasından ulaşabilirsiniz.

Bir varmış, bir yokmuş…

Sonunda öss denen illet gelmiş o iki arkadaşın da kapılarını çalmıştı. Biri bilgisayardan zevk alıyor, onun üzerine hayaller kuruyor. Diğeri çok güzel resim çiziyor gelecekte kendini resim çizerken hayal ediyordu. Ancak böyle mutlu olacaklarını biliyor, buna inanıyorlardı.

Resim kaynağı

Sınavdan çıktılar, hayalleri var ama çevrenin etkisi daha fazla. Aile, akrabalar ve arkadaşlar sıkıştırıyorlar. Sınav sonuçları hayallerine yetmiyor, ama onlar hayallerinin peşinden koşmak istiyorlar, şans istiyorlar. Ama bu sırada daha fazla baskı görüyorlar. Sonunda karar verme zamanı geliyor. Maalesef bilgisayar meraklısı hayallerini ertelemeye karar vermiş. Kendince bilgisayar ile ilgili bir bölüme gitmeye karar vermişti. Tabi ki aile etkisi inanılmazdı, çünkü o iş ilerde çok iyi para getiriyordu, iş kaygısı yoktu. Evet, o artık harita mühendisliği okuyordu. ): (Evet, bilgisayar ile hiç ilgili yok.)

Resim çizen arkadaşı ise hayallerinin peşinden koşmaya devam etti. Yetenek sınavları ile çok istediği animasyon bölümüne gitmeyi hedefliyordu. Rakip çok girebilen kişi sayısı azdı. Maalesef o sene çok ufak bir farkla hayallerini bir yıl daha ertelemişti. Tekrar sınava girecekti ama birçok arkadaşı bir şekilde üniversiteli olmuştu. Her gelen ona “Bu yıl kesin tercih ver, ne olursa olsun gel” gibi sözde onu düşündüklerini gösteren önerilerde bulunuyordu. Çünkü onlar için okudukları bölümün, yapacakları işin hiç bir önemi yoktu. Sadece para gerisi önemli değil.

Harita okuyan arkadaşı okuldan, derslerden her şeyden nefret ediyordu. Sevmediği şeyleri öğrenmek istemiyordu, çalışmıyordu. Kimse neden öyle yaptığını bilmiyor ve anlamıyordu. Ama o acı çekiyordu, çünkü böyle devam ederse ileride mutsuz olacağını biliyordu. Bu yüzden herkesten farklı olarak arkadaşına “Sakın hayalinden vazgeçme, çok pişman olursun. Lütfen sonuna kadar hayalinin peşinden koş” gibi öğütler veriyordu. Arkadaşı da onun anlattıklarından, yaşadıklarından dolayı artık hayallerinden vazgeçmemesi gerektiğini biliyordu. Çünkü canlı örnek karşısında duruyordu.

Ve yeni tercihler yaşlaşmıştı, bakalım arkadaşı hayali için savaşmaya devam edecek miydi, yoksa hayalini bırakıp herkesin istediği ama kendisinin istemediği bir şeyimi tercih edecekti?

Diğer arkadaşını göre göre, bile bile aynı hatayı yapacak mı bilinmez ama şöyle bir şey var ki hayallerinin peşinden koşmazsa o da arkadaşı gibi hayattan soğuyup, boşuna yaşayacaktı. Çünkü insanlar hayalleri kadar yaşarlar.

Mezuniyete Beş Kala

Final haftası da geldi-gitti. Bu günlerde çevrede sürekli keplerle dolaşan öğrenciler görüyorum. Mezunlar…

Her biri ayrı bölümden ayrı zorluklarla (!) mezun olmuş, hayata atılmışlar. Artık gerçek hayat onları bekliyor. Mühendislik fakültesinde olduğum için mezun olanlar da mühendis adayları oluyorlar. Yani zamanında zorunlu stajlarını yapmış, iş tecrübesi edinmiş kişiler. (!)

Acaba, kaç tanesi okuldan sonrasını düşünerek erkenden iş hayatına atılmaya kalmış? Kaç tanesi stajı sadece yapmış olmak için yapmayıp, staj yaparken iş çevresi edinmiş, belki ilerisi için iş görüşmesi sözleri almış? Kaç tanesi bölümü ile ilgili çalışma alanlarını tam anlamıyla, gerçekleriyle araştırıp yapmak istediği şeye karar vermiş? Karar verdiği alanda kendini geliştirmiş?

Maalesef yakınımda ki mezunlar ve konuşmalarını duyduğum mezunların %80′i bu saydıklarımın (aslında herkesin bildiği şeyler) hiç birini yapmamış, sadece şu anda mezun olmuşlar. Ne yapacakları bir iş belli, ne bölümleri ile ilgili bir çevreleri oluşmuş ne de kendi alanlarını önceden belirleyip o alanda gelişme göstermişler. Yani albenileri olmayan kişiler olarak iş hayatına girmeye hazırlanıyorlar. Acaba ne kadar başarılı olacaklar?

Okurken yapmaları gerekenleri şimdi iş hayatında yapmaya başlayacaklar. Önce bir alan belirleyecekler, belki o alanda gelişmek için eğitimler, sertifika programlarına katılacaklar. Düşük ücretler ile iş yaşantısını öğrenip kendilerini kanıtlayacaklar. Çünkü daha önce bir tecrübeleri yok, karşıda ki kişiye bir şey veremiyorlar. Tüm bunları yaptıktan sonra gerçek birer mühendis olup iş yapmaya başlayacaklar. Yani okuldan sonra 1-2 yıl daha öğrencilik hayatı yaşamak zorunda kalacaklar.

Şu anda mezun arkadaşlarımız çok fazla. Ben daha 2. sınıfı bitirdim belki yanlış düşünüyorum ama öğrenci dediğin henüz okurken ilerisini düşünmeli, kendini iş yapmak istediği alanda (illa okuduğu bölüm olacak diye bir şey yok) geliştirmeli, diplomasını eline aldığı zaman hemen birileri ile görüşüp iş hayatına atılabilmelidir. Yoksa üniversiteden mezun olup bir de hayat üniversitesinden mezun olmak zorunda kalacaklar. Bu da tamamen zaman kaybı demek oluyor.

Üniversite okurken kendini geliştirme konusunda yapacaklarının sınırı yok. En büyük fırsatlar okurken eline geçer. Bir kaç bölüm hariç üniversite okumak gerçekten çocuk oyuncağı gibi bir şey. Öyle herkesin dediği gibi “okumak gerçekten zor” diye bir şey yok. Hem okulda başarılı olup hem de geleceğe hazırlanmak hiç ama hiç zor değil.

Bir yerden başlayıp artık hayata atılma vaktidir. Yoksa okulu bitirdikten sonra çevrenizdekiler “bilgisayar mühendisliği okudu ama hala boşta” gibi şeyler diyerek hem sizi hem de okuduğunuz bölümü küçümseyeceklerdir. Ama emin olun bilgisayar mühendisliği okuyup hala boşta olan “o” kişiye okul hayatında kaç sertifika programına katıldığını, kaç seminer de dinleyici olduğunu sorarsanız size aval aval bakacaktır. Bu konuda biraz daha fazla düşünüp erkenden karar vermenin zamanı geldi diye düşünüyorum. Lütfen biraz mantıklı düşünüp ona göre hareket edelim.

Yeni üniversite dönemi (2. sınıf, 2. dönem)

Asıl olarak geçen hafta, benim için bu hafta eğitime başlayan Kocaeli Üniversitesinde benim için çok zor bir dönem başlıyor. Geçtiğimiz dönemlerde birçok derste devam zorunluluğu yoktu o yüzden çok rahat hareket edebiliyorduk. Bu dönem ise nedendir bilinmez ama bölüm yönetimi tarafından anlamsız bir devam zorunluluğu getirildi. Diğer bölümlerin çoğu dersi için böyle bir zorunluluk yok, hocalar kendi isteklerini ve şartlarını belirleyip bu sorunu kaldırıyordu.

Üniversite de devam zorunluluğu çok saçma bir olay, yani derslerin çoğunun devam etmeden geçilmeyeceğini herkes biliyor burası kesin ama bu devam zorunluluğu yüzünden derse girmek istemeyip sırf zorunluluk diye derse girenler dersi dinlemek isteyenlerin de rahatını bozup derslerin sırf gırgır, şamata ile geçmesine neden oluyorlar. Hâlbuki devam zorunluluğu olmasaydı böyle bir sorun olmazdı. Tamam, itiraf ediyorum bende derse girip gereksiz konuşanlardanım …

Bir de bölümde ki derslerin yoğunluğundan ve ders saatlerinde ki abartıdan bahsetmek istiyorum. Bölüm bildiğiniz gibi Jeodezi ve Fotogrametri mühendisliği yani öyle pek ahım şahım bir şey değil. Ama buna bakmaksızın bu döneme ait olan tam 11 ders var. Krediler yettiğince buna alttan alınan dersleri de ekleyebilirsiniz. Şu anda bir gün dışında her gün sabah 8.54 akşam 5.00 okulda derslerimiz var. Yan bir memur gibi artık çalışıyor sayılırım. Buna ne kadar katlanabilirim bunu bilemiyorum tabi…

Bu dönemi de bir şekilde atlatırsam okulu dondurmayı düşünüyorum, bakalım zaman bize neler getirecek. Bu arada laptopum da geldi, onun hakkında da ufak bir şey yazarım…

Öğrenim kredisi ve burs sonuçları

Arkadaşlar internete girmediğim bu günlerde yine bir çok “burs sonuçları ne zaman açıklanacak” gibi sorular bulunan yorumlar gelmeye başladı. Bunu öğrencilerin gt gide parasızlaşmasına ve de sonuçların açıklanmasının yaklaşmasına bağlıyorum (:

Geçtiğimiz sene yani benim üniversiteli olduğum bu kadar hit getiren bu yazıları yazdığım sene 10 aralık günü bursların açıklandığını duyurmuştum. 10 Aralıkta açıklanan burslarımızı da 7 ocak günü ziraat bankasından alabilmiştik. Bu yılda durumun pek farklı olacağını sanmıyorum. Yani açık net ve koyu bir şekilde “2008 öğrenim kredisi ve burs sonuçları 5-10 aralık 2008 tarihinde açıklanabilir” diyorum. “-bilir” diyorum çünkü henüz resmi bir açıklama yok bunlar sadece şahsi düşüncelerim. Bunun yanında burs miktarında da belirli bir artış olacağını herkes biliyr ama ne kadar olacağını henüz açıklamadılar. Bana öyle geliyor ki ocak ayında alacağımız burslarımız 175 TL olacaktır. Haydi hayırlısı diyelim. Unutmadan bir de “burs belgeleri” adı altında bir açıklama yapmış kyk buraya tıklayarak öğrenebilirsiniz…  Okumaya devam et “Öğrenim kredisi ve burs sonuçları”

İnternetsiz 1 hafta

Evet Kocaeli’ye dönüş için evden çıkalı tam 1 hafta olmuş. Bu bir hafta benim için 2 açıdan önemliydi.
1) Kocaeli de üniversite hayatını, üniversite hayatı gibi yaşayabilmek için ev tutma çalışmaları ve aşamaları
2)Tam yola çıkacağım zaman servere yapılan büyük bir saldırı…

Birinci konu çok daha önemliydi belki ama ikincisi de hiç küçümsenecek gibi değildi. 🙂 Neyse işte bu şekilde yola çıktım ve Kocaeli’ye yetiştim. Dinlenme tesisinde 15 dk. internete girişimden başka hiç bir bağlantım olmadı. Tabi koca bir yaz ayını 24 saat online geçiren biri için bu ne kadar zordur bilemezsiniz. Yani attığım her adımda aklımda internet vardı. Hele sabah yola çıkmadan önce servere yapılan saldırı ile sitelerin kapalı durumda olması, sonrasından haber alamamam beni çıldırtıyordu. Çünkü, malesef sık yedek alan biri değilim. Neyse işte bu gün gördüğüm kadarıyla ortalama 15 günlük (çok fazla 🙁 ) bir yazı, yorum kaybım var. Son yedeğimi almıştım çıkmadan önce ama onda da sorun olma ihtimali yüksek bunu evime internet bağlayınca görebileceğim malesef. Bir diğer yeni yavru blog yazdik.com ise bir kayıp yaşamamıştı çok şükür. Çünkü orda bir çok kişinin emeği var.

Bu internetsiz bir hafta bana çok şey kaybettirsede yaz aylarının başından sonuna kadar kafamı meşgul eden ev sorunun çözmeme yaradı. Zaten amaç da buydu. Kocaeli’ye yetişir yetişmez (ev arkadaşlarım da gelince) hemen ev aramaya koyulduk. Çok gezdik ama bir o kadar da şanslıydık. Tam isteğimize göre bir ev bulduk. Ev sahiplerimiz gerçekten çok iyi insanlar. Onlar taşınında bir yerleştiğimiz için fazla bir kir/temizlik sorunumuz da yok. Evi tuttuk ev sahibemiz dediğim gibi çok yardımcı oldu ve bize bir çok eşya hediye etti. Hala da yardımlarını esirgemiyor. İşte böyle 4 kişi (aynı sınıf arkadaşlarım) evi tuttuk 3+1 olması dolayısıyla 500 YTL kiramız var artık. Pahalı ama ne yapabiliriz ki. 🙂 Neyse evimize bir çok eşya aldık. Tabiki 2. el sıfır olacak hali yok ya, ama hepsi yeni gibi  😉 …

Neyse işte böyle bir yandan dolu dolu bir yandan boş bir hafta geçirdim. Evime daha internet bağlamadım ama emin olun sorunlar bitsin ilk iş internet bağlatmak olacak. Çok yakında inşallah çok daha iyi bir şekilde aynı hızla belide daha hızlı evam edeceğim. Soranlara, merak edenlere herkese teşekkürler…

Görüşmek üzere …

2008-2009 yurt sonuçları açıklandı

Evet arkdaşlar bu yıl öünmek gibi olmasın ama birçok kişiye yardımcı oldum. Çok mutlu oldular ben daha çok mutlu oldum. Neyse işte bu mutluluğa bir güzel haber ile katkıda bulunmak istiyorum.

2008-2009 yurt sonuçarı açklanmış

Aşağıdaki adresten bakabilirsiniz. Umarım isteyenlere yurtları çıkmıştır. Kolay gelsin.

Not: Bu sonuçlar ilk defa sabah 9.30 da değil de gecenin bir saatinde açıklandı.

YURT SONUÇLARINA BAKMAK İÇİN TIKLA

Çok Önemli Not : Burs sonuçları açıklanmamıştır. Burs sonuçları geçen sene olduğu gibi büyük ihtimalle aralık ayı başlarında açıklanacaktır …

Yurtkur Başvuru Sistemi ve Kayıt evrakları

Evet arkdaşlar yurt ve burs başvuruları da sonuçları açıklanmasıyla başladı. Yurt ve burs sonuçları açıklandığında da yurt kayıt evrakları gerekecek işte o zaman hemen telaşlanıpta ne yapacam diye kederlenmeyin . Sizlere verdiğim üniversite kayıt belgelerinin aynılarını yurt içinde çıkarmanız yararınıza olacaktır. Çünkü sizlerden isteyebileceklerinin hepsi orda zaten var … 
Çok çok önemli olan bir şeyi de belirtmek istiyorum, çünkü ben geçen sene o hatayı yapıp dışarıda kaldım. Yurt başvurularını yaparken “özel yurtlarada yerleşmek istiyorum” ve “yarı özel yurtlara da yerleşmek istiyorum”  gibi tüm seçenekleri işaretleyin. Çünkü bazı üniversitelerin yurtları yarı özel yurt kategorisine giriyor ve fiyatarı sadece 10-15 ytl fazla oluyor. Yani bunları işarelemezseniz çok şey kaybedersiniz ama işaretlerseniz gelirse bile gitmeme hakkına sahip olduğunuz için hiç bir şey kaybetmezsiniz … Okumaya devam et “Yurtkur Başvuru Sistemi ve Kayıt evrakları”