Think Different

Sakin, güzel bir haftasonu hayal edin. Yoğun iş temposundan uzaklaşmış, bol güneşli güzel bir haftasonu. O an paylaşabileceğiniz güzel bir şey düşünün. Bu şey, 140 karaktere sığacak bir tweet olsun. Tamamen size ait olabilecek bir şey hayal edin ve onu yazın ama “tweet” butonuna basmayın. Yazıyı kopyalayın, arama kutusuna yapıştırın ve tüm sonuçları görüntüleyin.

Yukarıdaki olayı adım adım uyguladım ve “sadece benim aklıma gelmiştir” dediğim tweet’i noktasına kadar aynı şekilde yazan bir kişi vardı. Arama sonuçlarını genişletmek için tırnak işaretlerini (” “) kaldırıp tekrar yazdım ve aynı şeyi çok benzer söylemlerle yazan onlarca kişi gördüm. Çok da şaşırmadım, zaten yazarken böyle bir şey ile karşılaşacağımı tahmin edebiliyordum. Eskiden olsa, “nasıl” olabilir diye düşünürdüm ama internet çağında yaşıyoruz, hepimizin gördüğü, yaşadığı, etkilendiği şeyler aynı. Aslında hepimiz aynı mahallenin çocuğuyuz. Bunu unutmamak gerekir.

Peki bu ne demek oluyor? Sürekli söylediğim, maalesef ki defalarca deneyimlediğim bir şey var düşündüğüm şeylerin başkaları tarafından da düşünülüyor olması. Bunu biliyorum, her yeni proje fikri geldiğinde “ben bunu düşünüyorsam başkaları da mutlaka düşünüyor ve hatta birileri şu anda bitirmek üzere bile olabilir” diye düşünüyorum ve şimdiye kadar da hep benden önce projeleri hayata geçirdiler. Yani evet, benim düşündüğümü benimle beraber ve benden önce bir çok kişi zaten düşünüyor.

Projelere girişmeden önceki en önemli adımlardan biri araştırma adımıdır. Yapmayı hayal ettiğimiz şeyi çok iyi ve detaylı bir şekilde araştırmalıyız. Bu araştırma sonucunda hedeflediğimiz pazarda benzer oyuncular var mı yok mu bunu çok net görebiliriz ve kararlarımızı ona göre verebiliriz. Buna ek olarak global ölçekte yapılan başka pazarları hedefleyen farklı kişiler de olabilir. Bu durum, bize çok daha fazla fayda sağlar ki bu da başkalarının deneyimlerinden faydalanma imkanıdır. Her ne olursa olsun bu iki durumda bize fazlasıyla fayda sağlayacaktır. Bu nedenle en hızlı geçiştirdiğimiz adım olan araştırma/analiz adımına çok önem vermemiz gerekiyor.

Her projede alınacak çok yol var ama hepimizin bildiği şeyi tekrarlamakta fayda var. Think Different! – Farklı Düşünün! Ancak o zaman daha iyisini yapabiliriz. Her ne olursa olsun, ne kadar “farklı” olduğumuzu düşünürsek düşünelim yine de araştırmadan hareket etmeyelim. Sonu hüsran olmasın…

Hedef Kitleye Ulaşmak

Geçtiğimiz günlerde comTalks.com’un Analytics hesabında dolaşırken her ziyaretçinin blogumuzda ortalama 2.27 dk süre geçirdiğini ve bu sürede ortalama 2.28 sayfa dolaştıklarını gördüm.

Bu istatistikler ortalama bir blog için tatmin edici rakamlar olabilir yani her blogumuzu ziyaret eden 1-2 yazı okumadan çıkmıyor diyebiliriz. Ziyaretçi kitlemiz arasında farklı bir grup dikkatimi çekti ki onlar herkesten farklıydı. Onlar, blogumuzda ortalama 7.02 dk zaman geçiriyor ve bu sürede 5.3 sayfa görüntülüyorlar. Evet, bunlar geçtiğimiz günlerde Tükçe dil seçeneği de eklenen Linkedin‘den gelen ziyaretçilerimizden başkası değildi.

Bu aşamada şöyle bir durum karşımıza çıkıyor. Hedef kitlemize ne kadar ulaşabiliyoruz ve daha önemlisi bu kitleye ulaşabilmek için ne yapıyoruz?

Her blogun/sitenin bir hedefi vardır, bu hedef para olabildiği gibi insanların bilinçlenmesine katkıda bulunmak ve bu sırada kişisel gelişimine de destek olabilir. Ama hedef her ne olursa olsun bir kitle vardır ve o kitleye ulaşmak temel amaçtır. Bu nedenle bloglar ve siteler reklamlar verir, paylaşımlar yapar.

comTalks özelinde ilerleyecek olursam şu anda çok ufak bütçeli Facebook reklamlarından başka bir reklam çalışmamız bulunmuyor. Facebook’un sağladığı hedefli reklam hizmeti sayesinde ulaşmak istediğimiz kitleyi belirledik ve reklamlarımız sadece onlar tarafından görüntüleniyor. Bunu yapmamızdaki amaç ziyaretçilerimizin sadece konuyla ilgili kişiler olmasını istememizden başka bir şey değildir.

Şimdi istatistiklere bakınca Facebook reklamı vermenin de gerçekten doğru olup olmadığını sorgulayabiliyorum. Şu aşamada en mantıklı hareketin yazılarımızın Linkedin’de daha fazla paylaşılmasını sağlamak ve Linkedin’in reklam sistemini kullanmak olduğunu biliyoruz. Bu nedenle reklam stratejimizi Facebook’dan Linkedin’e kaydırmak çok mantıklı bir hareket olacaktır. Çünkü ulaşmak istediğimiz kitle, yararlı olabildiğimiz kitle Facebook’dan çok Linkedin’de.

Yukarıda verdiğim örnek ile amaçladığım şey hedef kitleye ulaşmanın ne kadar yararlı olduğudur. Bunu da maalesef analizler yapmadan anlamak pek mümkün olmuyor. Facebook’da çok güzel hedeflemeler ile başarılı bir kampanya yürütürken aslında ulaşmamız gereken kitlenin Linkedin’de olduğunu analytics raporlarından anlayabildik. Bu nedenle hem ziyaretçi verilerimizi hem de reklam verilerimizi iyi analiz edip hedef kitlemize ulaşmak için stratejmizi bir daha gözden geçirmenin çok yararlı olacağını söyleyebilirim.

Oyunlarda Verilerin Tutulması – Anlamlı Web

İnternet dünyası derinleştikçe elimizde devasa veriler birikmeye başladı. Eskiden olduğu gibi veri toplamak temel amaç olmaktan çıkmış durumda. Temel amaç, bu veriyi işleyebilmek. O kadar çok veri bulunuyor ki bunu işleyemeyenler için yükten başka bir şey olmayacak. Yani, artık herkeste veri var, asıl olarak kazananlar ise bu verileri anlamlandırıp işleyebilenler olacaktır.

Şu anda Facebook’un en büyük gücü elindeki veriler. Bildiğiniz gibi tüm Facebook kullanıcılarının, özel bilgilerinden tutun internet üzerindeki yaşam tarzına kadar her şey veritabanlarında kayıtlı. İşte bu veriyi şu anda kullandığından daha iyi kullanabilirse yani semantik bir yapıda kullanabilirse o zaman asıl patlamasını yapmış olur. (Böyle bir dönemi (Semantik Web) Facebook tam anlamıyla getirebilirse internet dünyasını da yerinden oynatabilecek büyüklükte bir güce (Şimdikinden çok çok daha fazla!) sahip olur. )

Son zamanların güzel gelişmelerinden biri de oyunların da artık daha fazla veri depolayabiliyor olması. Artık sadece bir kaç sayı değil, oyunda yapılan her harekete göre rakam verebilir bir yapı var. Bu yapıyı daha iyi anlayabilmek için Call Of Duty: Black Ops oyununda bazı rakamları paylaşmak istiyorum.

138 Milyar – Oyunda 4 haftada ateş edilme sayısı.
561 Milyon – Kafaya isabet ettirilen ateş sayısı.
828.118 Everest – Oyuncuların toplamda düştükleri yüksekliğe eşdeğer yükseklik.
527.936 Ton – Oyunda atılan el bombalarının ağırlığı.
65 Milyon Ölüm – Oyuncuların kendi kendini yanlışlıkla öldürme sayısı.
8.000 Yıl – Tüm oyuncuların oyun başında geçirdikleri zaman.

Bu rakamlar nerelerde nasıl kullanılır bilinmez ama artık veri toplama konusunda bu kadar gelişme yaşandığına göre bu verilerin anlamlandırılıp kullanılması da yakındır.

Tüm bu gelişmeler internet kullanıcılarının işine yarayacak ve onların interneti daha özel kullanabilmelerine katkıda bulunacak. Bu nedenle tüm bu gelişmeleri zevkle takip etmeye devam edeceğiz.

Twitter Analiz Sistemi ve Geleceği

Twitter geçtiğimiz günlerde aldığı 200 milyon dolarlık yatırımdan değerini 3.7 milyar dolara yükseltmiş oldu. Bu yatırımdan sonra analiz sistemini de yayına aldığını duyuran twitter bu sistem sayesinde kullanıcılara twitter hesaplarının derin analizini yapabilme şansı sunuyor.

Bu sistem sayesinde kullanıcılar saat ve tarih aralığı belirleyerek mentionlarını, takip edenleri, takipten çıkaranları detarylı olarak görebiliyor olacak. Bununla sınırlı olmayan bu analiz sistemi sayesinde tweet’lerin her biri için favorilere eklenme sayısını, RT sayısını ve bu tweet’e cevaben yazılmış tweet sayısını görebiliyor olacağız.

Twitter’ın arkasında öğrenen bir yapının olduğunu düşünmek, analiz – raporlama yapısının nerlere ulaşabileceği konusunda hayal dünyamızı zorlamamıza neden oluyor. Her tweet, kelime, anlık olarak analiz edilir ve semantik bir yapıya oturtulursa, pazarlama dünyası için bir devrim olacaktır. Kullanıcıların kendini daha iyi tanımalarını sağlamasının yanında markaların da müşterilerini daha fazla tanımasını sağlayacağı için karşıklı bir kazanç sağlanmış olacak.

Şu anda ülkemizde aktif halde olmayan bu analiz sistemi ile ilgili olarak aşağıdaki ekran görüntüsünü ineceleyebilirsiniz.

Tweet’lerden Trend ve İstatistik Bilgisi Toplamak

Her gün ortalama 300.000 yeni kullanıcı, her gün ortalama 90 milyon yeni tweet…

2010 yılının son çeyreğinde ülkemizde büyük bir çıkış yakalayan Twitter 2011 yılının parlayan yıldızlarından olmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu trendi en iyi şekilde kullanabilmek için milyonlarca tweet içinde neler yapabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor, çünkü o tweetler aktif kullanıcılar ve markalar için birer veri cennetinden farksız.

İşte bu verileri analiz etmek, elle tutulur bilgi çıkarabilmek için girişimciler boş durmamış ve bazı uygulamalar geliştirmiş. Bu uygulamaları kullanarak twitter’da paylaşılan konular hakkında anlamlı sonuçlar elde edebilir, bu sonuçlara göre yol haritamızı çizebiliriz.

Aşağıdaki bir kaç basit uygulama ile isterseniz kendiniz, isterseniz de markanız için yararlı olabilecek inanılmaz socuçlara ulaşabilirsiniz.

Repeets : Twitter’ın reply özelliğinden yararlanan bir uygulama. Bu uygulamada twitter’da en çok reply yapılan mesajlar listeleniyor. Bu listelenme günlük, haftalık ve aylık yapılabiliyor. İsterseniz kullanıcı adı ile arama yapabiliyor varsa reply edilmiş mesajlarını görebiliyorsunuz.

Archivist: Archivist bir masa üstü twitter raporlama uygulamasıdır. Bu uygulamayı kurduğunuz zaman belirlediğiniz arama kelimelerinin geçtiği girdileri arşivler. Marka analizi için çok etkili bir uygulama.

TweetFeel: Twitter arama özelliğini özelleştirmiş bir uygulama. Bu uygulama daha önceden tanımlanmış kelimelere göre duygu analizi yapılıyor. Gönderilen mesajda yer alan sevinç, mutluluk ve ya üzüntü uyandıran ifadelerinden yola çıkarak yazan kişinin duygusunu belirliyor. Bu sayede markanın mutluluk tablosu çıkarılabilir. Anlık güncellemeler ile sonuçlar değişiyor bu nedenle önemli olayları anlık olarak ararsanız bu olayların kişiler üzerindeki etkilerini analiz edebilirsiniz.

Twist: Twitter arama sonuçlarını grafik halinde sunan bir uygulama. Bu defa sayı olarak değil aramanın yüzdelik sonuçlarını veriyor. Günlük, haftalık aylık arama grafiğine ulaşabiliyoruz. Bunun yanında o kelimenin anlık arama sonuçlarını listelen uygulamada grafiğin kodlarını alarak kullanabiliyor, doğrudan olarak twitter hesabımıza grafik sonuçlarını gönderebiliyoruz.

Happn.in : İnsanların şehirler hakkında ne yazdıklarını gösteren bir uygulama. Markaların konumlandırılmasında işe yarar sonuçlara ulaşılabilir. Tek eksiği ise tüm şehirlerin yer almaması.

Twellow: Twitter hesaplarında arama imkanı sunan, arama şansı verdiği kategori sayısı ile niş aramalara ulaşmamıza olanak sağlayan bir uygulama. Arama sonuçları en popüler kişilerin yazdıklarına göre sıralar.

WhatTheTrend: Arama odaklı çalışan bir uygulama. Aradığınız kelime ile ilgili son haberleri, twitter sonuçlarını, flickr sonuçlarını veren bir uygulama.

Bu uygulamalar saymakla bitmez. Asıl beklediğimiz şeyin twitter’ın kendi istatistik hizmeti olduğunu da eklemek lazım.. Böyle bir hizmet yayına tam anlamıyla yayına girdiği andan itibaren internet dünyasında analiz ve raporlama konusunda yeni bir çağ başlatabilir. Herkes gibi bizde merakla bekliyoruz.

Sizin aktif olarak analiz için kullandığınız uygulamalar var mı? Bu uygulamaların yararlarlı olduğuna inanıyormusunuz. Kullandığınız uygulamaları bizimle paylaşarak yazıyı daha da zenginleştirebilirsiniz.

Facebook’da Yeni İstatistik Sayfaları

Facebook ile ilgili bir çok kişinin aklını karıştıran konulardan biri, bir konuda Facebook profili oluştururken “hayran sayfası” mı oluşturmak daha mantıklı yoksa “grup” mu? Aslına bakarsanız oluşturulacak olan profilin amacı burada önemli olan konulardan biri ama bunun dışında grup oluştururken sınırlı üyeye sahip olacak olmak (5.000 kullanıcı) ve yeterli istatistik alamamak Facebook‘un da istediği gibi herkesi “hayran sayfası” açmaya yönlendirdi. Gerçekten ayrıntılı istatistik veriyor olması, sınırsız kullanıcıya ulaşma imkanı ve bildirimlerin ana sayfada daha etkin kullanılabilir olması hayran sayfalarını daha çekici bir hale getirdi.

Az önce Facebook’un testlerinden birine şahit oldum ve yeni istatistik sayfalarını gördüm. Zaten detaylı olan istatistik sayfalarını daha şık bir hale getirip düzenini değiştirerek yakın zamanda kullanıma açacaklarını düşünüyorum. Daha önceleri tek sayfada bir arada sundukları istatistikleri daha kolay okunması açısından olsa gerek ayrı ayrı grafiklerde sunmaya karar vermişler. Bu sayede şu anki karmaşık yapıdan kurtulmuş olacaklar. Bunun yanında Grafiklerin kampanya ve ya reklam sunumlarında daha rahat kullanılabilmesi açısından direk Facebook üzerinden kayıt edilmesine imkan vermeleri de güzel olmuş.

Benim için şu anki istatistik sayfası da gayet yeterliydi ama yenilikler güzeldir. Mutlaka daha farklı, yeni özelliklerde ekleyeceklerdir. Kısa süreliğine gördüğüm için çok inceleyemedim ama yeni özelliklerin olacağı belli. En büyük temennim ise şu anda verdikleri istatistik ortalama 3 gün geriden geliyor, bunu 1 güne indirmeleri ve ya Google Analytics gibi bir kaç saatte bir güncellemeleri, eğer böyle bir yenilik de yaparlarsa gerçekten harika olacak.

Eski Facebook İstatistik Sayfası

Aşağıda da yeni istatistik sayfalarından bir kaç ekran görüntüsü yer alıyor.

Sahip olduğunuz tüm sayfaların istatistiklerinin bir kısmını yine yeni açılacağını tahmin ettiğim “İstatistikler” sayfasından görebiliyorsunuz.Facebook bu yenilikleri ile “hayran sayfaları”nın giderek artan önemine biraz daha dikkat etmiş oluyor, bizlerinde bu konuya daha fazla dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Artık “hayran sayfaları” basit birer sayfadan ibaret değil, bunu aklımıza yazmalıyız…