Hava Reklamcılığında Yeni Akım, Drone!

Bu yazının başlığını 3 Haziran 2014 tarihinde atmışım. O zamanlar görüdğüm bir kaç Drone reklamcılığı haberi üzerine heyecanlanmış, bu reklam modelinin geleceğine dair güzel şeyler hissetmiştim ama çok uzun sürmedi. – Teknolojinin ve gündelik olayların bu kadar hızlı değişmesi sizi de korkutmuyor mu? –

Drone Kullanımı ve Geleceği

Drone’ların özel hayatı ihlal ettikleri ve buna ek olarak da tehlike arzettikleri (kafanıza drone düşsün istemezsiniz değil mi?) yavaş yavaş ortaya çıkınca ve bu tür konularda şikayetler arttıkça hava reklamcılığı anlamında hikaye başlamadan bitmiş oldu. Aslında bu işin çıkış noktasında Amerikalı 19 yaşındaki bir üniversite öğrencisi ve tabi ki Amazon’un efsanevi CEO’su Jeff Bezos var. Bezos, insansız hava araçları ile Amazon kargolarının taşınabileceği konusunda fikirler ortaya attı ve akabinde genç öğrenci drone’lar ile saatlik ücret karşılığı reklam afişleri gezdirmeye başladı. Tabi yukarıda saydığım nedenlerden ötürü bu iş modeli de çok uzun süre yürümemiş olacak ki site kapanmış.

Peki bu drone’lar ile neler yapılıyor? 

Şu anda en hızlı yükselen trend drone’lar aracılığıyla çekişmiş video ve fotoğraflardan oluşan stok siteler. Bu sitelerde farklı kategorilerde yüzlerce video ve fotoğraf bulabiliyor satın alarak kullanabiliyorsunuz. Klasik stok satışı yapan sitelerden içerik dışında çok bir farkı yok. Ama sayıları hızla artıyor.

Stok siteler dışında zaten kullanılan bir de profesyonel etkinlik çekimleri konusu var. Şu anda dışarda yapılan her etkinlikte özelleştirilmiş drone ve yüksek ihtimalle gopro’lar aracılığıyla çekimler yapılıyor ve bu çekimlerden klipler, tanıtımlar hazırlanıyor. Oldukça güzel görüntülerin de ortaya çıktığını söylemeliyim. Yakında her etkinlik ajansının drone seti ve operatörü olacaktır. (Belki de çoktan olmuştur)

Bu iki alan dışında tabi ki bir çok farklı alanda kullanılacaktır, hatta çok yaratıcı alanlarda kullanılacağını göreceğimizden şüphem yok ama yaygınlığı tartışılır. (Belgesel, klip ve film çekimleri için zaten benzer araçlar kullanılıyordu.)

Kişisel kullanım alanları ise git gide sınırlandırılan drone’lar yakın zamanda çok daha sınırlı bir kullanım alanına sahip olacaktır diye düşünüyorum. Başkalarına kötü fikir vermek istemem ama çok kötü şeyler çok rahat yapılabilir drone’lar ile. Hele ki çılgın mühendis olduğunuzu düşünüyorsanız ve elektronik yetenekleriniz de var ise yapabileceklerinizin sınırı kalmıyor. (Search Youtube)

Bu olay, bazı açılardan bana Zeplin’leri anımsatıyor. Onların da çok acıklı ve bilinmesi gereken bir hikayesi var.

Bildiğini Okutan Gazete – Takvim

Markalar reklam yatırımları yaparlar. Ekipler çalışır onlarca farklı iş çıkar ve bir tanesi seçilerek yayınlanma şansı yakalar.

Takvim Gazetesi de bugünlerde televizyonda 4 yeni reklam ile boy gösteriyor. Bu reklamlar 25’er saniyeden oluşan, vurucu (!) reklamlar. Bu 4 yeni reklamın en büyük ortak yanı en sonda çıkan slogan “Takvim – Bildiğini Okutan Gazete”!

Çok fazla yoruma gerek yok. Sayın reklamcı, marka müdürü, gazete yönetimi bunu üreten, sunan, onaylayan herkese tek bir şey söyleyeceğim. Bizim, bildiğini okutan bir gazeteye değil “doğruları okutan gateye” ihtiyacımız var. Bunu hala anlamadınız mı?

Televizyon Reklamı Verecek Markalar İçin 5 Öneri

İnternet şirketlerinin televizyon reklamı vermesi üzerine detaylı bir yazı yazmıştım. Bu yazıda, büyük internet şirketlerinin başarıyla yürüttükleri internet operasyonuna televizyon reklamları ile nasıl katkı sağladığını çok net olarak gördüğümüzü düşünüyorum.

İnternet şirketleri, televizyon reklamı vermeden önce:

  • İnternet sitesinin kullanılabilir olmasına oldukça fazla zaman harcamışlardır. Bu bir süreklilik istediği için harcamaya da devam ettiklerine eminim.
  • Arama motoru optimizasyonu (SEO) konusunda yapılması gereken bir çok çalışmayı yapmışlardır.
  • Müşterilerini mağdur etmemek adına müşteri hizmetleri ve altyapı çalışmalarını yoğun bir şekilde yapmışlardır.
  • Google, Facebook reklamları ve bunun dışında hedef kitleye ulaşabilmek adına oldukça fazla reklam harcaması yapmışlardır ve yapmaya da devam etmektedirler.

Yukarıda yazdığım maddeleri yapmaları bu şirketler için 2 açıdan oldukça önemlidir.

  1. Bu internet şirketleri, yukarıdaki çalışmaları yapmadığı zaman ciddi bir müşteri kitlesine ulaşamaz ve asıl müşterilerini kaçırırlar.
  2. Yukarıdaki çalışmalar yapılmadan önce televizyon gibi büyük bütçeli mecralara reklam veren şirketler maalesef ulaştıkları yeni kitleyi de kazanamadan kaybederler.

Okumaya devam et “Televizyon Reklamı Verecek Markalar İçin 5 Öneri”

Hedef Kitleye Ulaşmak

Geçtiğimiz günlerde comTalks.com’un Analytics hesabında dolaşırken her ziyaretçinin blogumuzda ortalama 2.27 dk süre geçirdiğini ve bu sürede ortalama 2.28 sayfa dolaştıklarını gördüm.

Bu istatistikler ortalama bir blog için tatmin edici rakamlar olabilir yani her blogumuzu ziyaret eden 1-2 yazı okumadan çıkmıyor diyebiliriz. Ziyaretçi kitlemiz arasında farklı bir grup dikkatimi çekti ki onlar herkesten farklıydı. Onlar, blogumuzda ortalama 7.02 dk zaman geçiriyor ve bu sürede 5.3 sayfa görüntülüyorlar. Evet, bunlar geçtiğimiz günlerde Tükçe dil seçeneği de eklenen Linkedin‘den gelen ziyaretçilerimizden başkası değildi.

Bu aşamada şöyle bir durum karşımıza çıkıyor. Hedef kitlemize ne kadar ulaşabiliyoruz ve daha önemlisi bu kitleye ulaşabilmek için ne yapıyoruz?

Her blogun/sitenin bir hedefi vardır, bu hedef para olabildiği gibi insanların bilinçlenmesine katkıda bulunmak ve bu sırada kişisel gelişimine de destek olabilir. Ama hedef her ne olursa olsun bir kitle vardır ve o kitleye ulaşmak temel amaçtır. Bu nedenle bloglar ve siteler reklamlar verir, paylaşımlar yapar.

comTalks özelinde ilerleyecek olursam şu anda çok ufak bütçeli Facebook reklamlarından başka bir reklam çalışmamız bulunmuyor. Facebook’un sağladığı hedefli reklam hizmeti sayesinde ulaşmak istediğimiz kitleyi belirledik ve reklamlarımız sadece onlar tarafından görüntüleniyor. Bunu yapmamızdaki amaç ziyaretçilerimizin sadece konuyla ilgili kişiler olmasını istememizden başka bir şey değildir.

Şimdi istatistiklere bakınca Facebook reklamı vermenin de gerçekten doğru olup olmadığını sorgulayabiliyorum. Şu aşamada en mantıklı hareketin yazılarımızın Linkedin’de daha fazla paylaşılmasını sağlamak ve Linkedin’in reklam sistemini kullanmak olduğunu biliyoruz. Bu nedenle reklam stratejimizi Facebook’dan Linkedin’e kaydırmak çok mantıklı bir hareket olacaktır. Çünkü ulaşmak istediğimiz kitle, yararlı olabildiğimiz kitle Facebook’dan çok Linkedin’de.

Yukarıda verdiğim örnek ile amaçladığım şey hedef kitleye ulaşmanın ne kadar yararlı olduğudur. Bunu da maalesef analizler yapmadan anlamak pek mümkün olmuyor. Facebook’da çok güzel hedeflemeler ile başarılı bir kampanya yürütürken aslında ulaşmamız gereken kitlenin Linkedin’de olduğunu analytics raporlarından anlayabildik. Bu nedenle hem ziyaretçi verilerimizi hem de reklam verilerimizi iyi analiz edip hedef kitlemize ulaşmak için stratejmizi bir daha gözden geçirmenin çok yararlı olacağını söyleyebilirim.

Google +1 ve Geleceği

Google, Mart ayının sonlarında sosyal ürünlerinin en sonucusu olan +1‘i duyurdu. Bu ürün direkt olarak Facebook’un “Beğen” butonu ile karşılaştırıldı. Yapılan karşılaştırmalar çok daha haksız sayılmazdı. Daha önce Google’ın çıkardığı sosyal ürünlerin kötü sonuçlarla bitmesi bu karşılaştırmaların en büyük nedeniydi. Google’ın bu hareket ile yeni bir sosyal ağ oluşturmaktan vazgeçtiğini, artık tüm sistemlerini sosyal hale getirmeye başladığı sonucunu çıkarıyorum. Bu nedenle +1, bu noktada çok büyük bir adım.

Bu buton sayesinde artık arama sonuçları arkadaşlarımızın verdiği puanlar doğrultusunda şekillenecek. Kullanıcıların arama sonuçlarını değerlendiriyor olması Google’ın sonuç listeleme mantığını da değiştirecektir. Bu da en çok Seo’ya etki edecektir. Artık siteler, hile yaparak aramalarda üst sıralara çıkamayacak, sürekli değişen bu sonuç listeleme yapısı büyük bir değişime uğramış olacak.

Bunun dışında Adwords ve Adsense bu konudan büyük ölçüde etkilenecek ürünler arasında. Reklam verenlerin linklerine verilen +1’ler tıklanma oranları çok fazla değiştirecektir. Bunun yanında arkadaşlarımızın +1 verdiği reklamlara olan güven de daha fazla olacaktır. Reklamların da +1’lere göre yayınlanacak olması reklam yayınlayan sitelerin gelirlerinin artmasına da neden olacaktır.

Reklam modellerinin şekillenmesinde etkili olacaktır. “Sadece +1 veren kullanıcının arkadaşlarına göster” şeklinde bir model oluşacaktır. Facebook’da şu anda var olan “reklamı, sadece sayfayı beğenen kişilerin arkadaşlarına göster” modeli gibi.

+1 verdiğimiz bağlantıların Facebook beğen butonuna göre en büyük artısı ise profillerimizde +1 sekmesinde saklanacak olması. Dilediğimiz zaman ulaşabileceğiz. Facebook’da beğendiğimiz şeyleri henüz saklayan ve dilediğimiz zaman bize gösteren, profilinizde geriye doğru gitmekten başka, bir yöntem bulunmuyor.

İlk gördüğüm andan beri beni heyecanlandıran bu uygulama ile google, özellikle de arama sonuçları çok değişecektir. Bu da yavaş yavaş kullanım alışkanlıklarımıza olumlu etki edecektir.

Bu yeniliğin tüm kullanıcılar için aktif olmasını merakla bekliyorum. Güzel şeyler olacağını umuyorum.

Röportaj: Orkun Tekin ve İnternet Reklamcılığı

Türkiye’nin İnternet Reklamcılığı alanında uzmanlaşmış girişimcilerinden Orkun Tekin comTalks röportajı.

Bu hafta Türkiye’de internet reklamcılığının önde gelen şirketlerinin; Reklamz, Linkz, SEM, Vidyoda, Fizy ve Mobilz gibi işletmelerin yönetim kurulu başkanı Orkun Tekin ile bir röportaj gerçekleştirdik. Girişimcilik ve internet reklamcılığı temalı röportajımızı aşağıda bulabilirsiniz. Röportaja geçmeden önce comTalks olarak internet reklamcılığı alanındaki röportajlarımızın devam edeceğinin müjdesini vermiş olalım.

Burak Budak: Merhaba Orkun Bey, sizi pek çok yazıdan, etkinlikten ve girişimlerinizden kısmen tanıyoruz. Ancak birde sizin ağzınızdan dinleyelim. Orkun Tekin kimdir?

Orkun Tekin: 1976 İstanbul doğumlu, eğitim hayatını İstanbul’un kıymetli eğitim kurumlarında tamamlamış, 3 senelik bir profesyonel iş hayatı sonucunda 9 senedir girişimci kimliğini iyice benimsemiş bir girişimci, katılımcı, yatırımcı iş adamı.

Burak Budak: Tüm şirketlerinizde toplam kaç çalışma arkadaşınız var?

Orkun Tekin: Toplam 8 işletme çerçevesinde 100’ü aşkın takım arkadaşı ile yolumuza devam ediyoruz. Beklentilerimize paralel gitmemiz halinde bu istihdam rakamının 2011’de 140 civarına erişeceğini tahmin ediyorum.

Burak Budak: Reklamz’nin kuruluş hikayesinden kısaca bahseder misiniz?

Orkun Tekin: 2001 senesinde sektörü oluşturan ve reklam alabilen sitelerin sayısının bir elin parmağını geçemediğini, halbuki 1000’lerce içeriği ile kıymetli web sitesinin bu potansiyele sahip olduğunu görür görmez Reklamz’yi bu amaca yönelik olarak kurduk ve bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Özellikle yaratıcı çalışmaları ön planda tutan çalışma tarzımızla da pazardaki yerimizi aldık ve yıllardır aynı misyon ile devam ediyoruz.

Burak Budak: Şirketlerinizle internet reklamcılığında çok önemli bir konuma sahipsiniz. İştiraklerinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Orkun Tekin: Herbir şirket internet reklamcılığı alanında aynı amaca farklı yöntemler ile ulaşılmasını sağlayan bir bakış açısı ile kurgulandı. Bunda da amaç farklı ürün, hizmet ve pazarlama stratejilerine sahip olan tüm  kitle erişimi hedefli kurumlara servis verebilmekti ve bunu da başardığımızı düşünüyorum. Gelecek ise dijital tabanlı tüm sektörlerin gelişeceği öngörüsü ile bizim heyecanla baktığımız ve katmadeğerlerimizi sürekli artıracağımız bir süreç olacak.

Sürekli olarak dijital medya pazarlama alanındaki yenilikleri pazara ilk süren bir kurum misyonu üzerimize yapışmış durumda, biz de bu rekabetçi pazarda her zaman yaptığımız gibi olmayanı yaratmak sureti ile çeşitli yenilikleri pazar sunmaya devam edeceğiz. Vidyoda ve Mobilz isimli iştiraklerimiz ile devam eden bu süreçte 2011 sonunda internet reklamcılığında dengeleri değiştirecek bambaşka bir yenilik için de hazırlıklarımızı yapıyoruz.

Burak Budak: Biraz da rakamlardan konuşalım. Yüzeysel de olsa Reklamz, Linkz ve SEM’in finansal değerlerinden bahsedebilir miyiz? Vidyoda ve Mobilz çalışmalarının ticari anlamda henüz yeni olduğunu biliyoruz.

Orkun Tekin: 2010 rakamlarına değinmem mümkün olmasada 2011 senesinde toplam 40 milyon TL’ye yakın bir işlem hacmini hedeflediğimizi söyleyebilirim.

Burak Budak: Sizce internet reklamcılığının geleceğinde neler var?

Orkun Tekin: Artık hedef kitle yönetimi var , bundan sonra mecraların kendileri değil taşıdıkları ve yönlendirdikleri kitle ve bu kullanıcı kitlesine ait datalar çok daha önemli bir konuma gelecek. Vizyonunu ise buna gore kurgulamış olan oyuncuların daha da güçleneceğini öngörüyoruz.

Burak Budak: Son zamanlarda herkesin severek kullandığı fizy.com’un başarısını neye borçluyuz? Sizce fizy neden başarılı oldu? Mashable Awards sürecinin çok iyi gittiğini biliyoruz. Ödül töreninin yapılacağı yere, Las Vegas’a biletinizi aldınız mı? 🙂

etohum Ankara kampında Orkun Tekin'in kullandığı, tarihlerine göre girişimlerini gösteren görsel. Büyütmek için üzerine tıklayınız.

Orkun Tekin: fizy, kullanım kolaylığı ve içeriğe süratli erişim yetkinlikleri ile bugünlere geldi, bundan sonrasında ise yolu çok daha açık. Uluslararası çeşitli büyük mecralarda haber olabilmiş ender Türk girişimleri arasında olmasının haricinde son dönemde yapılmış olan Mashable Awards’da da finalist olması doğru yolda olduğumuzu bize gösteriyor. Ancak şu an çok daha ağır bir sorumluluk sırtımızda, artık daha kaliteli ve sürekli yenilenen bir servis olmak durumundayız, zira tüm dünyanın gözü artık üzerimizde.

Burak Budak: “Orkun Tekin” Fizy.com yatırımı ile internet sektöründe farklı alanlara da yatırım yapabileceğini göstermiş oldu. Yakın zamanda yatırım planlarınız var mı? “Orkun Tekin” ne tür projelere ve neden yatırım yapar?

Orkun Tekin: Girişimin tadını almış bir iş adamı olarak tabiki bunu devam ettiriyor olacağım. 2011 senesinde 3 farklı girişimim daha olacak bunlardan 2 tanesi internet 3.sü ise parekende sektörü ile ilgili olacak. 2011 senesinde kurumsal ve yapısal anlamda  bu şirketlerin sağlam bir zemine oturduğuna emin olana kadar alternatif bir girişim planlamıyorum. Ama reddedemeyeceğim bir fırsat çıkarsa karşıma bunu da değerlendirebilirim.

Burak Budak: Sosyal ağları aktif olarak kullandığınızı görüyoruz, sosyal ağların gerçekten dünyayı değiştirebileceğine inanıyor musunuz? Yoksa “Sosyal Medya” da geçici bir balon mu?

Orkun Tekin: Sosyal medya, insan-insan iletişiminden insan-kitle iletişimine geçtiğimiz bir devrim bence. Artık haber servislerinden daha önce bu kaynaklardan bilgi alabiliyor veya kendi tecrübe , hissiyat ya da düşüncelerimizi o anda belli bir zümre ile paylaşabiliyoruz. Bu yeni imkanın tüketim alışkanlığının henüz oturmadığını düşünüyorum. Dolayısı ile bir değişim ya da balon ihtimallerinden bahsetmektense aslında bir dönüşümün başlangıcından bahsetmek mümkün. Zira artık herkesin sesi çıkıyor ve herkes konuştuğunu iletebiliyor.Bunun da internet üzerinden pazarlama gücü anlamında doğru kullanıldığında önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Burak Budak: Google ve Facebook son zamanlarda sık sık “rakip” olarak adlandırılıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce Facebook Google’a rakip olabilir mi?

Orkun Tekin: Google içeriğin ‘’tüketimini ‘’, Facebook’un ise ‘’kitlesel iletişimi’’ yönlendirdiği aşikar bu iki dev kuvvet , finansal denklemde bir rakip olabilir ancak hedefleri ve iş modelleri bana kalırsa farklılıklar gösteriyor ve ikisi de kuvvetlenerek büyüyecektir.

Burak Budak: Sektördeki 10 yılı aşkın tecrübeniz ve başarılı girişimleriniz ortada. Başarı için comTalks okurlarına ne öneriyorsunuz?

Orkun Tekin: Bu evrenin kuvvetlerine inanın ve güvenin. Dijital dünya genç nesilin zaman içerisinde daha kuvvetli posizyonlara gelmesi ile birlikte çok daha hızlı büyüyecek ve hayatımızın artık bariz bir parçası olacak.Daha planlı , daha çok çalışan ve kendini yenileyebilen için başarı kaçınılmaz olacaktır.

Artık devir, genç Türk internet girişimcilerinin devri.

Burak Budak: Bize vakit ayırdığınız için teşekkürler.

Orkun Tekin: Doğru konulara parmak bastığınız ve çağa uygun bir yayın anlayışında olduğunuz için ben de sizlere bir sektör temsilcisi olarak teşekkür ederim.

Hedef Kitleniz Belli mi?

Geçtiğimiz gün İzmit merkezde (Yürüyüş Yolunda) büroşür dağıtan genç bir bayan gördüm. Yolda öylesine yürürken dikkatimi çekti ve biraz izledim. İzledim çünkü yanından geçtiğim halde bana dağıttığı el ilanından vermedi.

Benden sonra etraftan geçen kimseye ilanları vermediğini gördüm. Sonra yolun kenarında yürüyen yaşlı bir adama yaklaştı ve ilandan bir tane uzattı. Ben tabi izlemeye devam ettim. (İlanı verdiği yaşlı amca yanımdan geçene kadar ilana bakıyordu) Sonra gençlere ilan vermemeye devam etti ve tekrar bir yaşlı adama yaklaşıp ilanı uzattı. O adamda inceledikten sonra katlayıp cebine koydu…

Şunu demek istiyorum. O ilanı bana ve etraftaki diğer insanlara vermiş olsaydı muhtemelen bakıp, ilgimizi çekmediği için çöpe atacaktık. Ama genç bayan, ya kendisine verilen talimattan dolayı ya da odaklı reklam konusuna inandığı için o ilanları sadece yaşlılara dağıtmayı tercih etti. Bu yaptığıyla da muhtemelen hedef kitlesine ulaştı, ilgilerini çekti yani başarılı oldu…

Televizyon, radyo, gazete, dergi, internet veya sokaklar… Reklam nerede yayınlanıyorsa yayınlansın odak noktası, hitap ettiği kitle çok iyi belirlenmeli, mutlaka özel bir strateji oluşturulmalı ve ona göre reklam yapılmalı. Bunu yapmadığınız zaman yaptığınız şeyin parayı ortalığa atmaktan başka bir şey olmadığını bilmeniz lazım.

Parayı ortalığa atmayın, gidip vermek istediğiniz kişiye verin...

Bir sabah uyanacaksınız gazeteniz değişecek

Başlık yabancı gelmedi değil mi? Bugünlerde her yerde bu reklamı görüyorum ve şu anda meraktan çatlamak üzereyim. Bunun en büyük nedeni ise reklamları çok seviyor olmam, hele bir de tahmin ettiğim şeyler çıkınca daha da seviniyorum.

Reklam her yerde aynı şekilde değil bu da ilgimin çekmesinin bir başka nedeni.Çünkü sloganların hemen hepsine baktım ve ilk olarak ilgimi çeken şey mutlaka şu anda var olan bir gazete isminin kullanılmış olması. Sabah, Akşam, Vatan, Hürriyet, Milliyet bu isimlerin hepsi reklamlarda geçiyor. Bu yüzden merak kat sayılarım arttı.

Reklamın Doğan yayın grubu ile ilgili olabileceğini tahmin ediyorum çünkü geçtiğimiz günlerde haberlerde “Doğan holding seçim öncesi Türkiye de ki reklam panolarının hepsini kiraladı” diye bir haber görmüştüm. Bir bilgisi olan varsa bilgilendirirse çok memnun olurum, bakalım altından ne çıkacak…

GÜNCELLEME: Friendfeed de sordum ve sağ olsun arkadaşlar cevapladılar. Bu Habertürk grubunun çıkaracağı bir gazetenin reklamıymış. İlginç bir reklam olmuş ben beğendim. Ayrıntıları öğrenirsem eklerm buraya ….